www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


MUHALEFETİN BAŞKANLIK İMTİHANI

.


Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, Türkiye'de 16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanan başkanlık tipi hükûmet sistemidir.

Cumhur İttifakı, bu yeni modelden artık dönüş olmadığını, bu yeni modelin devam edeceğini, gelecek seçimleri kaybetseler dahi, bu sistemden dönülemeyeceğini, bu sistemin artık devlet politikası haline geldiğini savunurken, Millet ittifakı ise ısrarla parlamenter sisteme döneceğiz iddiasında. Aslında millete hizmet etmek, adil ve şeffaf bir yönetim için Başkanlık veya Parlamenter sistem fark etmez.Uygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sisteminde bazı değişiklikler yapılarak da daha iyi bir yönetim şekline kavuşabiliriz.

Bu konuda muhalefetin samimiyetini ölçmek için, bence ilk olarak siyasi partiler kanununu değiştirerek işe başlanmalıdır. İktidar Siyasi parti Başkanlarının yetkilerini sınırlayacak bir kanun değişikliğini gündeme getirerek, muhalefeti samimiyet sınavına sokabilir. Tabii  buna cesaret ister. Kendi partilerinde de koltukları tehlikeye girebilir. Şu anda Siyasi Parti Başkanları, kendi partilerinde tam bir Başkanlık sistemi uyguluyorlar. Siyasi Partiler Kanunu ile Milletvekili adaylarını, Belediye Başkan Adaylarını belirlemede sınırsız yetki parti başkanlarına tanınmıştır. Yine her partide il ve ilçe kongreleri tek liste, tek aday ile yapılması genel bir durum haline gelmiştir. Genel Başkanın istemediği il-ilçe başkanı kongrede seçimi kazansa dahi hemen görevden alınır. Herhangi bir siyasi parti başkanını eleştiren, bir partilinin o partide kalması mümkün değildir.

Millet İttifakını oluşturan partiler, ilk önce kendi partilerinde Başkanlık sisteminden vazgeçsinler. Milletvekili adaylarını, Belediye Başkan Adaylarını belirlemede ön seçimi zorunlu hale getirsinler.Bunun için şu anda Siyasi Partiler Kanunu buna müsait.Genel Başkanlar tercihlerini bu yönde kullanırlarsa sorun yok. Önümüzde yapılacak ilk seçimlerde gerek Milletvekili adayları, gerekse Belediye Başkan Adaylarını sadece teşkilat tabanlarında ön seçim ile belirleyeceklerini ilan etsinler.Bu onların samimiyetlerin en önemli göstergesi olacak.Yine İl ve İlçe Kongrelerinde delegelerin, İl ve İlçe Başkan Adaylarının, tüm kongre delegelerinin teşkilat tabanlarında yapılacak objektif, tarafsız ve adil seçimlerle belirleneceğini taahhüt etsinler. Bunun uygulamalarını da topluma göstersinler.İşte o zaman Millet İttifakının Parlamenter sisteme dönüş iddialarındaki samimiyeti görmüş oluruz.Hodri Meydan!!!

Başkanlık sisteminin olumsuz yönleri olduğu kadar, avantajlı olduğu yönler de vardır.Olumlu yönleri ele alınarak, olumsuz yönleri yapılacak kanun değişiklikleri ile giderilerek ideal bir yönetim modeli çıkarabiliriz.

İster mevcut Başkanlık Sistemi olsun, isterse eski parlamenter sistem olsun, veya başka bir yönetim modeli ile olsun, Hak ve Adalete dayalı yeni bir Anayasa yapılmadan, toplumun tüm fertlerinin mutlu olacağı bir yönetim oluşturmak mümkün değildir.Öncelik Hak ve Adalet merkezli yeni bir Anayasa yapmak olmalıdır.

Ondan sonra Yargı ve Yürütme keskin çizgilerle birbirinden ayrılmalıdır.Yürütmenin yargı üzerinde hiçbir gücü olmamalıdır.Batının ve Batılın Hak ve Adalet anlayışı terk edilmelidir.

Bugün AB Avrupa Birliği’ne Türkiye’yi tam üye yapmak isteyen Siyasi Partilerin Hak Adalete Dayalı adil bir Anayasa yapmaları mümkün değildir.Çünkü yapılacak Anayasa’nın AB ilke ve kriterlerine ters düşmemesi gerekiyor.AB’nin kabul ettiği temel ilke ve kriterler maalesef insanlığa huzur getirmeyi bırakın, tam bir ifsat ve bozulmayı topluma enjekte edecek kriterler içermektedir.

Ey Muhalefet Partileri!!! İktidarın yaptıkları ortada.Peki siz ne yapacaksınız.Samimi olun ve açıklayın.İktidar ne yaptı ise AB sevdasına, AB kriterlerini uygulamak için yaptı.Siz de AB yolunu takip edecekseniz ne değişecek.Yeni Anayasa yapılırken, Milli bir Anayasa için seferber olmalıyız.Öyle bir Anaysa yapılmalı ki; Batı bizi örnek almalı, dünya bizi örnek almalı.

Bunun için Allah’ın (C.C.) koyduğu kanunları temel alacak İlim adamları, Hukuk Profosörleri, Siyaset ve Ekonomi Profosörleri, Tarih Profosörleri gibi zevattan oluşacak bir “Ehlü’l-hal ve’l-akd” heyeti oluşturulmalıdır.

1400 yıllık İslâm Tarihi, 1000 yıllık Selçuklu, Osmanlı tarihi, 450 yıllık Endülüs Tarihi incelenmeli. Yapılan yanlış ve hatalar incelenmeli.Yeniden Büyük Bir Medeniyeti inşa edecek bir Anayasa ve Yönetim şekli belilenmelidir.Milletimiz yüzyıllarca Dünyaya Hak ve Adalet ile hükmetmiştir.Millet olarak bizim Medeniyetimiz ve Medeniyet Değerlerimiz bütün insanlığın örnek alacağı değerlerdir.

Kimseyi zorla Müslüman edecek değiliz, Ancak; Ülkemizde de Dünyada da huzur ve saadet istiyorsak, yeniden Medeniyet Değerlerimize dönmemiz gerekiyor.

Kendi içlerinde bile adaleti, huzur ve saadeti temin edememiş şaşkınların peşinde giderek, ne Ülkemize ne de Dünyaya huzur ve saadet getirmek mümkün değildir.