www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


NE OLACAK ŞİMDİ

NE OLACAK ŞİMDİ


İnegöl, Bursa’ya merkez ilçe olsun mu? Olmasın mı? Tartışmaları yaşanırken, iktidar mensupları “merak etmeyin her şey güzel olacak, İnegöl daha iyi hizmet alacak” iddiasında bulunurken, muhalefet kanadı ise İnegöl’ün Bursa’ya bağlanmasıyla birçok sorunun yaşanacağını öne sürmüştü.

 

 Kimin haklı kimin haksız olacağını ise büyükşehire bağlandıktan sonra hep birlikte görecektik.

 

30 Mart seçimleri geldi geçti, seçmen Bursa’da ve İnegöl’de tercihini her şey daha güzel olacak iddiasında bulunanlardan yana kullandı. Keza tam tersi bir tercihte bulunsa da, ilçemiz büyükşehirin yine bir parçası olmaktan kurtulamayacaktı. Merkez ilçe olmamızla birlikte, İnegöl Belediyesi’nin birçok müdürlüğü de, büyükşehir belediyesinin emri altına girdi.

 

Bu arada 4 beldemiz ile 91 köyümüzde büyükşehir yasasından nasibi aldı ve statülerini kaybederek, İnegöl’ün birer mahallesi haline dönüşüverdi.

 

Seçimlerin üzerinden 2 ay geçti herkes güzel şeyler olmasını beklerken, önce belde belediyelerinde çalışan bir kısım insanın düzeni bozuldu, bir kısmı ise mevcut idarenin tutumu nedeniyle işini kaybetti.

 

Belde belediyelerinin kapanması, bu 2 aylık süreçte yerinden yönetimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

 

Zira büyükşehir yasası alt yapısız, plansız ve bir o kadar programsız bir şekilde hayata geçirilmişti. Bursa merkeze yetmeyen Büyükşehir belediyesi, 30 Mart sonrası 600’ün üzerindeki mahalleye daha hizmet etmek durumunda kaldı.

 

Artı bu süreçte hangi belediyenin nereye hizmet edeceği tam netleşmemiş, ekip ve ekipman eksikliği de bu süreçte gün yüzüne çıkmıştı.

 

Sanki muhalefetin iddiaları, şu 2 aylık süreçte doğrulanmaya başlandı. İşte dün uzun zamandır ilk kez bir habere misafir oldum ve bir vatandaşın yaşadığı mağduriyeti, feryadı kulaklarımla işittim.

 

Yeniceköyü Mahallesindeki bir evin kanalizasyonları tıkanmış ve evi bir haftadır lağım suları basıyormuş. Vatandaş yetkilileri aramış, ama gerek ekip yetersizliği gerekse, aynı durumdan muzdarip insanların çokluğu sebebiyle, vatandaşın talebi karşılanamamış. Üstüne üstlük birde vatandaşa iş buyurmalar, hatta şikâyet edersen de sorun değil, tarzından efelenmeler baş göstermiş.

 

Mağdur vatandaş, yaşadığı sorunun çözülmemesi, hatta yaşadıklarının çözümü noktasında muhatap bulamaması, büyükşehir yasasında gelinen noktayı çok iyi analiz etmesine vesile olmuş.

 

Diyor ki yarı ağlamaklı mağdur kadın; “Biz 30 Mart’ta çok güzel şeyler olacak diye AK Parti’ye oy verdik, hatta kendim bizzat çalıştım. İnegöl’ün bir mahallesi olduğumuz için çok mutlu olduk. Ama bugün çok pişmanım, keşke belediyemiz kalsaydı. Keşke mahalle olmasaydık.”

 

Belki ilerleyen günlerde büyükşehir yasasının güzel ve olumlu tarafları da ortaya çıkacak. Her şey vatandaşın yaşadığı gibi olmayacak, ama geldiğimiz noktada vatandaş mağdur, vatandaş çaresiz, vatandaş kırgın.