www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


ORTAK AKIL


Fazilet Partisi´nde Yenilikçiler olarak Rahmetli Erbakan´a karşı hareket başlatanların en önemli argümanları, Erbakan´ı tek adamlıkla suçlayıp, alternatif olarak ?Ortak Akıl? sloganı olmuştu. Hâlbuki Rahmetli Erbakan,  istişareye en fazla önem veren bir liderdi. Çünkü İSTİŞARE dinimize göre farzdır.

Referandumdan sonra, Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin de Genel Başkanı olmuş durumda.

Partisi içinde nasıl davranacağına parti dışından kimsenin karışma hakkı yok. Ortak Akıl sistemini işletir veya  işletmez.İl, ilçe başkanlarını şahsi inisiyatifi ile görevden alabilir, yenilerini atayabilir.Seçimlerde kimi Belediye Başkanı adayı gösterecek, kimi göstermeyecek buna nasıl karar verecek, nasıl bir mekanizma işletecek, buna Parti Genel Başkanı olarak karar verebilir.Bunda bir sorun varsa, buna partisinin ilgili kurulları müdahale eder.Parti dışından kimsenin Gazel Okumaya Hakkı yoktur.

 Ancak 80 milyonun ortak olduğu alanlarda kimse tek başına karar verme hakkına sahip değildir. Cumhurbaşkanı her ne kadar AKP´li seçmenlerin oylarıyla seçilmiş ise de, görev süresince 80 milyonun Cumhurbaşkanı´dır. Bu makam da 80 milyonun ortak bir alanıdır. Parti yönetilir gibi yönetilemez.

Aynı şekilde TC Devleti bütün kurum ve organları ile 80 milyonun ortak olduğu bir yapıdır. Bir parti ve vakıf veya dernek gibi yönetilemez. Belediyeler, TC Devleti´nin kurumlarıdır. Belediye Başkanları da her ne kadar bir Siyasi Parti tarafından aday gösteriliyor olsalar da, seçildikten sonra tüm şehrin Belediye Başkanı olurlar. Kendisine oy versin veya vermesin, şehrin tamamına ve şehirde yaşayan bütün insanlara hizmet götürmekle yükümlüdürler. Millete karşı sorumludurlar. Seçmenlere ve hatta seçmen olmadığı halde o şehirde yaşayan tüm insanlara verdikleri sözleri yerine getirmek için çabalarlar. Her Belediye Başkanının aynı zamanda kendi seçmeni de vardır. Yani partisine oy vermediği halde Başkana oy veren seçmenler de vardır.

Yukarıda sayılan nedenlerle Cumhurbaşkanı´nın; partisinin il-ilçe Başkanı´nı değiştirir gibi, Belediye Başkanları´nı istifaya davet etme hakkı yoktur. Böyle bir durum o şehrin tüm seçmenine yapılmış büyük bir haksızlık ve saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde daha öncesinde Başbakan´ın, Diyanet İşleri Başkanı´nın istifa ettirilmesi de aynı yönetim modelinin bir tezahürü olarak gerçekleşti.     

Yine TEOG´un Cumhurbaşkanı´nın bir talimatıyla kaldırılması da, Barzani´ye 2 milyar USD verilmesi, gibi fevri ve ani kararlar; ?Ortak Akıl? modeli yerine Tek Adam modeline göre yönetim şeklinin yerleşmeye başladığını göstermektedir.

İSTİŞARE; karar verilecek konunun ilgilileriyle yapılmak zorundadır. Yoksa benimle ilgili kararı benimle görüşmeden, beni dinlemeden verilmesi durumunda, kiminle görüşürseniz görüşün istişare yapmış olmazsınız. Yine bir şehirle ilgili bir karar alınacağı zaman, başka şehirde yaşayanlara sorulması istişare yerine nasıl geçmez ise, hangi konuda ve kimler hakkında karar alacaksanız; konunun uzmanlarına ve o konuda birinci derecede etkileneceklere sormanız gerekir.

Türkiye´nin Avrupa Birliği´ne sokulması aslında Referanduma bile götürülemeyecek bir konudur. Çünkü AB´ye girmek ancak bağımsızlığımızdan vazgeçerek mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti´nin Bağımsızlığı ise referanduma götürülemez.Barzani Bağımsızlık olayını Halkına Referanduma götürdü. Türkiye ise, halkına sormadan Bağımsızlığını bırakmaya hazırlanıyor.Hatta Anayasa´nın 90.maddesine ?Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Uluslar arası  anlaşmaların iptali Anayasa Mahkemesi´ne götürülemez? ek hükmünü koyarak, daha AB süreci tamamlanmadan Mahkemelerimizin Bağımsızlığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne devredilmiştir.

AB Avrupa Birliği´nde en üst karar organı Avrupa Parlamentosudur.750 milletvekilinden oluşur. Üye ülkeler buraya nüfusuna göre milletvekili gönderir.Ancak üye ülkenin nüfusu kaç olursa olsun en fazla 99 milletvekili gönderebilir.Bu parlemonto çoğunluk esasına göre karar alıyor.Türkiye´nin dışında  28 ülkenin Hıristiyan Ülkeler olduğunu dikkate alırsak nasıl bir tehlikenin bizi beklediğini görürüz.

Yine Avrupa Parlamentosu´nun Ermeni Soykırımını tanıdığını da hatırlatmak istiyorum.

TL kalkacak, para basma yetkisi Avrupa Merkez Bankası´na devredilecek, ordu lağvedilecek yerine Avrupa Ordusu kurulacak. Eskiden S.S.C.B vardı.Birliğin içinde Azerbaycan,Kazakistan,Kırgızistan Türkmenistan gibi Cumhuriyetler vardı.Hepsinin Meclisi, Başbakanı, Cumhurbaşkanı vardı.Ancak en üst karar organı S.S.C.B. Parlamentosu idi.

Minderden kaçan biz olmayacağız? diyerek yanlışta ısrar etmenin anlamı yok.Zararın neresinden dönersek kârdır.