Ülke siyasetinin zirvesinde yaklaşık 1 yıldır konuşulan tek konu, hiç şüphesiz paralel yapı ve bakanların karıştığı iddia edilen yolsuzlukları.
Evet bu ülkede yolsuzluk yapan kim varsa, makamı ve mevkii gözetmeksizin cezalandırılmalı.
Ve yine kim demokrasiye ayar vermeye kalkarsa bedelini ağır bir şekilde ödemeli. Bu ister cemaat mensubu olsun, ister ordu mensubu...
Şu durumda söz konusu bakanlar yolsuzluk ve rüşvete karışmış ise mutlaka adil bir şekilde yargılanmalı ve yine bu ülkede milletin iradesine ipotek koymaya çalışan paralel yapı mensupları da adil bir şekilde yargılanıp hesap vermeli.
5 Ocak (bugün)adı yolsuzluğa karışan bakanların yüce divanda yargılanması oylanacak. Söz konusu bakanlar yüce divana gitsin ya da gitmesin, suçlu bulunsun yada bulunmasın, bana göre iktidar partisini kurumsal olarak bağlamaz.
Yine iktidara kumpas içerisinde olduğu iddia edilen paralel yapı var ise, burada da şahıslar baz alınmalı ve Allah rızasını gözeterek hizmet etmiş insanlar karalanmamalıdır.
Şayet bugün muhalefetin yaptığı gibi, 4 bakandan dolayı AK Parti`yi topyekûn yolsuzlukla suçlarsak, o zaman kadınlarla uygunsuz yakalanan genel başkan ve milletvekillerinden dolayı, MHP ve CHP`yi de zinakar parti ilan etmek lazım.
Yine bu ülkede milletin iradesine darbe yapmış, ya da teşebbüs etmiş birçok ordu mensubu var ki, o zaman Türk Silâhlı Kuvvetleri`ni de topyekûn hedef almamız lâzım.
Sözün özü; her koyunu kendi bacağından asmak ve sapla samanı birbirinden ayırmak lâzım.
Zaten kim ne derse desin, kim kimi ne ile suçlarsa suçlasın, Aziz Türk Milleti sapla samanı birbirinden ayırmasını çok iyi biliyor.
