www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


ŞERİATIN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZMIŞ!


İnegöl Belediyesi tarafından eski hastane alanına yaptırılan belediye sarayı inşaatı ile ilgili bundan birkaç ay önce usulsüzlük ve rant iddialarına ilişkin bazı haber ve köşe yazıları kalem almıştım.

Kamuoyunun merakla takip ettiği, ama hiç tepki vermediği mesele, üzerine atılı herhangi bir iddiamız olmamasına rağmen dönemin İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş´ı çok rahatsız etmişti.

Yazılanları sözde görmezden gelen ve cevap verme gereği duymayan Aktaş, konu ısrarla yazılmaya devam edince, bazı dernek başkanlarını devreye soktu ve açıklama yaptırdı.

Konu ile alakalı olmadığı halde bir dernek başkanı yaptığı açıklama ile iddialarımızı çürütmeye çalıştı. Hatta açıklamasında sondaj işini yapan JEMAR Mühendislik firmasının işinin sağlıksız olabileceğini iddia ederek, işin ileriki safhalarına zemin hazırlamaya çalıştı.

Bu açıklamadan sonra biz iddialarımızı sürdürdük. Sesimizi kesmeyi başaramayan Başkan Aktaş, bu kez bir başka mühendislik odasını açıklama yapmaya zorlasa da oda başkanı açıklama yapmaya cesaret edemedi. Zira iddialarımızın doğru olabileceği inancı taşıyordu.

Sonrasında ise konunun dolaylı muhataplarından olan JEMAR Mühendislik Firması sahibi Ayhan Çamlıdağ,  iddialarımızın doğru olabileceğine dair bir açıklama ile gündeme oturdu.

Jeoloji Mühendisi olan Çamlıdağ´ın teknik bilgilerle iddiamızı desteklemesi, Başkan Aktaş´ta şok etkisi yaptı. Apar topar belediye meclis üyesi ve dair müdürleri ile inşaat sahasına giden Aktaş, çoştukça çoştu. ?Çayını bile içmedim? dediği firmayı savundu da savundu. Hâlbuki o firma, halk ekmek firmasını da yapan firmaydı. Yani iyi bildiği, daha önce çalıştığı bir firma idi. Ha firmanın çayını içmemiştir, ya da kendisi onlara çay ısmarlamıştır, orasını bilemem.

Kamuoyu mu?

Ne siyasi partiler, ne STK´lar, ne de sosyal medyada dürüstlük abidesi kesilen hiç kimse meseleye sahip çıkmadı. Bunun sebebi Aktaş korkusu aman başımı belaya sokmayım, işimden gücümden olmayayım endişesi.

Ben holding sahibi gazeteciyim ya! İşim tıkırında ya? İşte kamuoyunun sahip çıkmadığı mesele ile ilgili yapacak tek bir şey kalmıştı. O da iddiama dayanak olan belgeyi savcılığa sunmaktı.

Zira, ?Ulen İnegöl´ün delisi ben miyim, hırsızı eve kadar kovalayacak değilim ya? dedim ve bildiklerimi, yani iki firma arasında geçen telefon görüşmesindeki rant ve usulsüzlük talebini devletin savcılarına bir dilekçe ile sundum.  Sunduğum gün Jemar Mühendislik Firması sahibine ait düğün salonuna zabıta ekipleri büyük bir ceza kesmişler. Bu bile aslında soruşturmaya eklenip incelenecek konu?

 Ve savcılarımız konuyu soruşturmuşlar, incelemişler; ve bizim iddialarımızı doğrulayacak bir bulguya rastlamamışlar.

Geçtiğimiz günlerde iddialarımıza ilişkin bir cevap geldi. Soruşturma tamamlanmış ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş.

Ancak ilginç olan bir şey var. Biz ihale neden ilgili firmaya verildi, ya da çok fahiş fiyata ihale edilmiş gibi bir iddia da bulunmadık. Bizim iddiamız bir telefon görüşmesindeki konuşmalardı.

Bu konuşmada  ihale sonrası sondaj yapan firmanın yetkilisi ile zemin etüt projesi hazırlanmadan önce sondaj yapan Jemar Mühendislik Firması sahibi Ayhan Çamlıdağ arasında geçiyor.

Allah denk getirecek ya; Yüklenici firmanın yetili kıldığı Ankara menşeli mühendislik firması, ilk sondajı yaparak zemin etüt projesini hazırlayan firmayı aramış ve burada sondaj yapar mısınız demiş. O´da yaparız deyince konum atmış, bakmış belediye sarayının olduğu alan, ?burası ihale edilen alan, niçin sondaj yapılsın istiyorsunuz? deyince, karşı taraf, ?ilk sondaj sağlıksız? cevabı vermiş. Bunun üzerine Çamlıdağ, sondajı yapan firmanın kendi firması olduğunu söyleyince, karşı taraf paniklemiş ve daha sonra yeniden aramak üzere telefonu kapamış. Sonra aradığın da ise, ?ihaleyi alan firmalar, dip fiyat veriyor, sonradan zemin etüt projesini değiştirerek kar marjını artıyor. Biz bunun için sondaj yaptıracağız? deyince Çamlıdağ  bu teklifi ahlaksızca bulmuş ve teklifi ret etmiş. Halbuki kabul etse belki 30-40 bin lirayı cebe indirir kimsenin de ruhu duymazdı?

Şimdi kamuoyuna bu konuyu son bir kez daha tartışmak üzere soruyorum. Savcılara işini öğretecek değilim ama burada savcının ne yapması gereken iddialarımızın dayanağı olan Telefon görüşmesinin kayıtlarına ulaşmak olmalıydı. Bunun öncesinde de JEMAR Mühendislik firmasının sahibi Ayhan Çamlıdağ ile Akademi Mühendislik yetkilisini savcılığa davet ederek iddialarımızın doğru olup olmadığını sorulmalıydı. Hiç biri yapılmadı?

Peki ne yapılmış, iddia ettiğimiz üzere bir usulsüzlük ve rant vuku bulacaksa, bunu telefon görüşmesindeki ifadelere göre yazıyorum. Yüklenici firma  ve yancıları yapacak. Peki savcılık ne yapmış, Firmanın ihale sonrası hangi işlemleri yaptığını, projeye uygun yapılıp yapılmadığını sormuş, firmada bu sorulara usulünce cevap vermiş. Ne bekleniyordu ki?Yapacağız demelerini mi?

Hülasa savcılık, konunun muhataplarından aldığı bilgiler doğrultusunda, projede herhangi bir değişiklik yapılmadığına kanaat getirmiş ve böylelikle incelenen tüm dosya kapsamında şüphelilerin üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair haklarında kamu davası açmaya yeterli şüpheye ulaştıran, her tür şüpheden uzak atfı kabil kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığını anlamış ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına hükmetmiş.

Ne yapalım vatan sağ olsun. Şeriatın kestiği parmak acımazmış?Ben görevimi yaptım, yapmayanlar utansın?Taktir kamuoyunun?