www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


SİYASETİN ZAMANI DEĞİL

SİYASETİN ZAMANI DEĞİL


Cumhurbaşkanımız “Biz bize yeteriz Türkiyem” sloganıyla milli dayanışma kampanyası başlattı. CHP’ller ve AK Parti’liler siyasetin bir tarafa bırakılması gereken bir dönemde bu yardım kampanyası üzerinden atışmaya başladılar.

Tartışmaya hiç gerek yok, her iki tarafta gerçekleri kabul etmek zorunda. Nedir bu gerçekler?

CHP'lierin kabul edeceği gerçek şu.

Tüm insanlık görünmez bir düşmanla, yani koronavirüsü ile inanılmaz bir savaş veriyor. Dünya’da her gün binden fazla insan bu savaşta hayatını kaybediyor. Herkesi bir korku sarmış durumda. İnsanlarda iki korku hakim. Birincisi, hastalığa yakalanma korkusu ki, bu insanların büyük bir kısmını eve hapsediyor. İkinci korku ise eve hapsolanların rızık korkusu, yani hayatımı nasıl idame ettireceğim endişesi…

Bu savaş öyle bir savaş ki, dünyanın en güçlü ülkelerinin bile ekonomilerini tehdit eder hale geldi. Savaşın ne zaman biteceği meçhul. Bu savaşta hangi ülkelerin ekonomileri alt üst olacak, hangi ülkelerde kaos ve açlık tehlikesi baş gösterecek bilinmiyor. Bu nedenle ülkelerini idare eden liderler, halkının ileride yaşayabileceği sıkıntıları öngörüp, çeşitli tedbirler almakta.

 Ülkemizde keza, bu görünmez düşmanla amansız mücadele vermekte. Her gün salgının bulaştığı insan sayısı artmakta ve ölen insan sayısı her geçen gün yükselmekte. Devletimiz durağanlaşan ekonomiyi ayakta tutmak için sosyal ve ekonomik paket açıkladı. Ancak bu paket, yetersiz ve uzun vadede çözüm değil. Ekonomiyi ayakta tutacak, işletmelere nefes aldıracak, daha kalıcı tedbirler alınmalı ve hayata geçirilmeli…

Son tahlilde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz bize yeteriz Türkiyem” sloganıyla başlattığı yardım kampanyası, devlete umut bağlayan insanlarda bir şaşkınlığa yol açsa da, yine de umut verici bir gelişmedir. Evet zor dönemlerde devlet milletinin her konuda yanında olması gerekir, ama olsun, yetmediği yerde bu tip kampanyalarla da el ele verip, hep birlikte zorun üstesinden gelelim yeter. En azından elin gavuruna el açmamış oluruz. Ayrıca CHP sempatizanları ve seçmenlerinin içerisinde de binlerce ihtiyaç sahibi insanımız var…. Onlarda bu yardım kampanyasından mutlaka nasipleneceklerdir. O nedenle başlatılmış olan bu kampanyayı karalamayalım ki, bu topraklarda yaşayan her ihtiyaç sahibinin evine aş girsin, ekmek girsin…Yani en azından bu meseleye muhalefet gözü ile değil, Hüsnü zanla bakalım derim.

Gelelim AK Parti’nin gönüldaşlarına; Evet görünmez düşmana karşı verilen bu savaşta, her zaman olduğu gibi yine liderinizin yanındasınız. Tam destek, hep destek anlayışı ile reisin yanında olmanın, devletin yanında olmak olduğuna inanıyorsunuz. Eyvallah, zaten her fikir sahibi, kendi partisinin iktidarını aynen sizin gibi görür. Yani iktidardaki partisini savunmanın, onun yanında yer almanın devletin yanında olmak gibi algılar ve destekler.

Mesela bugün iktidarda CHP olsaydı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu böyle bir kampanya başlatsaydı, inanıyorum ki, CHP’lilerde kesinlikle doğru bir kampanya olduğunu savunur, milletimiz devletimizin yanında olmalı, diye savunmaya geçerdi diye düşünüyorum.  

Peki, böyle bir durumda AK Partililer, bir başka deyişle muhafazakâr ve dindar kesim, acaba CHP iktidarının bu kampanyasına hangi gözle bakardı dersiniz. Hadi biran empati yapalım. Kaçınız CHP’nin kampanya paralarını yerine ulaştıracağına inanırdı, kaçınız kampanyanın harika bir şey olduğuna inanıp destek verirdi.

Ben bu empatinizden şöyle bir sonuç çıkacağını düşünüyorum. AK Partililerin yüzde 99’u bu kampanyanın yanlış olduğunu, devletin kampanya ile değil, kendi gücü ile milletin yanında yer alması gerektiğini savunur ve bu kampanyanın devletin kasasının boş olduğunu gösterdiğini savunurdu. Ve kampanyayı başlatan CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu linç edecek paylaşımlarda bulunurlardı.

Şimdi soruyorum; Reisin başlattığı kampanyaya tam ve koşulsuz destek veren AK Partililer, şuan devletin kasasında para olduğuna inanıyor mu.  şayet Suriyelilere 40 milyar dolar harcayan devletimizin,  gerekirse 40 milyar dolar daha harcayacak gücü olduğuna inancınız varsa, maliyeti 100 milyarı bulacak kanal İstanbul’u yapacak güçte olduğunu düşünüyorsanız, niçin milletimiz krediye yönlendiriliyor da, devletin hazinesi millete açılmıyor dersiniz?