www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


SONUNA KADAR OKUYUN


Yüzde 99´u Müslüman olan ülkemizde nelerin yasak, nelerin serbest olduğuna baktığımızda yasakmış gibi olan tüm pislik işlerin bir şartla serbest olduğunu görmekteyiz.

 

Dinimizce haram kabul edilip yasaklanan, ancak laik sistemin ?din işi ayrı devlet iş ayrı, ya da din devlete, devlette dine karışamaz? mantığıyla serbest bırakılan bu yasakların serbest olma şartı ise devletin koyduğu kanunlara uygunluk sağlaması.

Mesela dinimiz İslam, çalışmayı ve helal kazancı emredip teşvik ederken, emek sarf edilmeden kazanılan parayı ve üzerinde kul hakkı bulunan ve şüphe uyandıran kazancı ise yasaklar. Helal ve temiz kazanç ise ancak helal olan ticaretle mümkündür. Dinimizce haram olarak kabul edilen ticaret ve ondan elde edilen kazanç kesin olarak yasaklamış ve yüce kitabımız Kur´an-ı Kerim ile bizleri uyarmıştır.

Ancak laik sistem, dini devlete karıştırmadığı için, haram ticaret ve kazancın yollarını alabildiğine açmıştır. Devlet yada siyaset dinin haram kıldığını serbest bırakırken bunu bir şarta bağlamıştır. O şart ise vergiye tabi olmak ve o ticareti kanunlara uygun şekilde yapmak. Gerisi ise teferruat.

İşte dinimizce haram sayılan kazançlardan biri de kumardan elde edilen kazançtır. Dinimizce kumarın her çeşidi haramdır. İki kişi arasında iddialaşsa ve kaybeden karşılığında vaat ettiği şeyi alıp karşı tarafa vermiş olsa, bu bile kumara girer. Yada kahvehanelerde çayına oynanan oyun bile dinimizce uygun değildir. Bunun dışında devlet eliyle teşvik edilen onlarca kumar çeşidi vardır. Adına milli densede piyango, iddia, şans topu süper toto, loto vs. tüm şans oyunları ve olardan elde edilen para haram hükmündedir. Ancak devletimiz tüm bu kumar türlerini bütçeye katkı sağladığı, millete umut dağıttığı gerekçesiyle yıllardır desteklemektedir. Sağ parti, sol parti, muhafazakâr parti demeden iktidara gelmiş hemen hemen tüm siyasi partiler,  kumar türlerinin çoğalmasına ve Müslüman milleti bu illete muhtaç etmeyi sürdürmüşlerdir.

Yine mahalle aralarında gizli kapaklı çalıştırılan kumarhaneler vardır. Bu kumarhaneler de bir şekilde devletin gözetimi altında işletilmektedir. Burada resmi izin olmasa da, el altından dönen rüşvet ve avantalarla bu kumarhanelere göz yumulmaktadır. Allah kumarı oynatanı da oynayanı da tez zaman da bu illetten kurtarsın?.Amin

Yine dinimiz nesillerin korunması ve toplum hayatının düzeni için nikâhı helal, zinayı ise haram kılmıştır. Laik sistem de ise zina, her hür erkek ve kadın için mubah görülmüştür. Laik sisteme göre din devlete karışamayacağı için, kendi aralarında anlaşan çiftler diledikleri gibi zina edebilirler. Buna ne birey, ne de devlet karışamaz. Hatta bu tür ilişkiler hem devletin, hem de özel televizyon kanallarının oylattığı filmlerle ve programlarla teşvik edilip özendirilmektedir. Laik sistemi destekleyen gazeteler ve televizyonlar daldan dala konan, haftalık sevgili değiştiren bu zinacıların ilişkilerini sempatik göstererek genç nesilleri nikahsız yaşama teşvik etmekte ve adı zina olan bu ilişkiye birliktelik yada aşk diyerek masumlaştırmaktadır.

Birde fuhuş vardır. Nikâhsız birlikteliğin yani zinanın para karşılığında yapılanına da fuhuş denir. Fuhuş yapmak ya da yaptırmak dinimizce büyük günah, laik sistemin kanunlarına göre ise büyük suçtur. Ancak laik sistem dini devlet işine karıştırmadığı için fuhuşu da bir şartla serbest bırakmıştır. O şart ise devletin izni ve gözetiminde olmasıdır. Detaylarına girmiyorum?

Ülkemizde fuhuş sektörünün bir numaralı ismi, yıllarca vergi rekortmeni olmayı başarmıştır!. Kötü yola düşürülen kızları erkeklere pazarlayarak üzerinden para kazanan bu pezevenkler, ne acıdır ki, siyasilerimiz tarafından vergi rekortmeni olarak ödüllendirilmiştir. Ancak, fuhuş işinden para kazanıp vergi vermeyen pezevenklere ise asla müsaade edilmemektedir. Bu tip pezevenklerin devlet nezdinde ki suçu  fuhuş yaptırmak değil, vergi kaçırmaktır. Vergi kutsaldır ya...Allah tüm bu işleri yapan ve yaptiranları ıslah etsin? Amin.

İnancımıza göre bir başka günah ise içki içmektir. Dinimiz sadece içki içeni değil, içki üreteni de, satanı da, taşıyanı da, teşvik edeni aynı kategori de değerlendirmektedir. İçki içen insanın her türlü kötülüğü yapmasından korkulur. Bu yüzden içki, dinimizce kötülüklerin anasıdır.  Ancak laik sistem içki konusunda da insanları hür bırakmıştır. Devletin bu konuda tek bir şartı bulunmaktadır. Bu şart ise yaş sınırıdır. Yani 18 yaşından küçüklerin içki içmesi, ya da 18 yaşından küçüklere içki satılması yasaktır. Bunun dışında her hür erkek ve kadın içki alıp içebilir. Ülkemizde içki içme yaşının 13-15´li yaşlara kadar gerilediği ifade edilmektedir. Bu durum her kesim tarafından kaygı ile karşılansa da, laik sistem bu konuda da eleştirilere kapalıdır. Zira içki içmek hem çağdaşlıktır, hem de her özgür insanın bireysel hakkıdır.  Dinimizce üretilmesi haram olan İçki, devletin ruhsat verdiği kurumlarca üretilir. İçkinin dağıtımı ve satışı ise günümüzde çok kolaydır.  Allah içki satan ve içen kardeşleri de bu illetten kurtarsın, amin?

Dinimizce bir başka büyük günah ise faizdir. Peygamber efendimiz, ?faiz alan da veren melundur? diye buyurmuştur. Faizin ne kadar büyük bir günah olduğunu anlatmak için; şu hadis sanırım yeterlidir. ?faiz yiyen annesi ile zina yapmış gibidir?

Faizin günümüzdeki en anlaşılır tarifi para alıp satmaktır.  Günümüz Türkiye´sinde faize bulaşmayan insan sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Devletler faizli krediler nedeniyle batmaktadır. Birçok işadamı aldığı faizli para nedeniyle işini ekmeğini kaybetmiş, hatta girdiği bunalım sonucunda intihar ederek yaşamına son vermiştir. Laik sistem faiz illetini de desteklemektedir. Türkiye´nin en çok kazananı olan bankalar, milleti faizle sömürmekte ve zenginliğine zenginlik katmaktadır. Dinimizin haram kıldığı faizi alıp vermek için de devletin şartları vardır. Devletten izinsiz para alıp satana tefeci denir. Bankan yoksa para alıp satamazsın, büyük suçtur. Ancak devletin izni ile banka kurup para alıp satarsan saygın işadamısındır.

İşte dinimizce haram sayılan kumar, fuhuş, içki ve faiz tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de en çok kazanan sektörler haline gelmiştir. Bu sektörlerin en başındaki kişiler laik sistemin destekleyicileri ve koruyucularıdır. Türkiye´nin en büyük para gücüne sahip bu sektörler, laik sistemden beslenen medya ve siyasetçileri destekleyerek alabildiğine güçlenmektedir. Allah milletimizi ve devletimizi faiz illetinden tez zamanda kurtarsın.

Bakın 15 gün sonra yeni yıla gireceğiz. Laik sistemin televizyonları ve gazetelerini açıp bakın yılbaşında hangi eğlence merkezinde hangi sanatçı çıkacak, hangi otelde hangi dansöz sahne alacak, hangi eğlencede hangi içki ve mezeler olacak hepsini görebilirsiniz. Yine faiz yuvası bankaların yeni yılla ilgili cebinize uygun cazip kredi reklamlarını bulabilirsiniz.

Toparlayacak olursam; İnsanların dünya hayatını zindana çeviren,  ahiretini yok eden bu pislik sektörleri devlet olarak teşvik ettiğimiz ve millet olarak ayakta tuttuğumuz sürece iki dünyamızı da kaybetmemiz MaazAlah yakındır?.