www.haberyorumgazetesi.com
www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


TERÖRÜN ARKA PLANI


 

Ülkemizde son aylarda artan terör olayları maalesef toplumumuzun dikkatini başka yöne çekerek, asıl yapılmak istenen ve hatta yapılanları örtbas ediyor.

 

Bazı STK´lar çıkıp Terörü lanetliyor.Bu açıklamaların hiçbir yararının olduğuna inanmıyorum.Ben terörü lanetlemiyorum.Terörü organize eden, destekleyen ve onlara çanak tutanları, alet olanları lanetliyorum.Milletimizin dikkatini farklı bir alana çekmek istiyorum.

 

Milletimizin millî ve manevi hassasiyetini istismara dönük bu terör olaylarının arka planında yatan gerçeklere göz atmakta yarar var.

 

.19. yüzyılın başında,Winston Churchill:

?Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir? demiş ve milyonların kanı bir damla petrol için yüzyıldır akıtılmış ve akıtılmaya devam etmektedir.

 

       Dünyadaki petrol rezervlerinin halen daha yüzde  60´ının İslâm Ülkelerinde olduğunu düşünürsek, Ortadoğu´nun neden ateş içerisinde, iç savaş, bombalama olayları içinde olduğunu daha iyi anlarız. 

 

Petrol tüketimi olarak da, dünyadaki toplam tüketimin yüzde 60´ını OECD üyesi ülkelerin tükettiğini görmekteyiz.Bu durum Ortadoğu´daki ateşi kimlerin yaktığını göstermektedir.

 

Şimdi Dünya´nın önündeki en büyük problemlerden birisi hiç şüphesiz, tükenmekte olan enerji kaynakları.Bir çok savaşın sebebi, birçok dengenin temel unsuru petrol, 21. yüzyılda tükenecek. En az 3 bin ürünün doğrudan, binlerce ürünün de dolaylı olarak hammaddesini, katkı maddesini oluşturan bu ürünün bitmesinin de, dünyanın tüm dengelerini değiştirecek bir etki yaratacağı şüphe götürmez.

 

Uluslararası çalışmalara göre, bilinen rezervlerle dünyadaki petrole 46-50 yıl arasında ömür biçilirken, görünür doğalgaz rezervlerinin tükenme ömrünün de 63 ile 119 yıl arasında olacağı öngörülüyor. Kömürün ise 119 ile 176 yılda tükeneceği hesaplanıyor.
BP ve HSBC Bank´ın verilerinden derlenen bilgilere göre, talebin artmaması durumunda bile dünyada petrol rezervleri, 46 ile 50 yıl arasında tükenme riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Gelişmekte olan ülkelerin gelirlerindeki artış sonucu milyarlarca aracın daha yollara çıkacağı ve bu durumun, 2050´de küresel petrol talebinin yüzde 110 oranında artmasına ve günlük ortalama 190 milyon varile yükselmesine neden olacağı tahmin ediliyor.İşte endişe ve telaş burada başlıyor.

 

        Alternatif enerji kaynaklarından bir tanesi de ?BOR.?Bor nükleer alanda, savunma sanayisinde, jet ve roket yakıtı, sabun, deterjan, lehim, fotoğrafçılık, tekstil boyaları, cam elyafı gibi alanlarda kullanılan bir maden. Yani sanayide neredeyse birçok alanda tercih ediliyor.Şu anda borla çalışan otomobil var.Yaklaşık 3-5 kg bor, bir otomobile 10 yıl yakıt olarak yetiyor.                                         

 

Dünyadaki toplam rezervin % 72´sinin ülkemizde bulunduğu bor madeni, ABD ve  AB´nin yani dünyada en fazla enerji tüketimi olan OECD ülkelerinin dikkatini daha fazla olarak ülkemize Türkiye´ye çevirmiş durumda.

 

       Nasıl Ortadoğu ülkelerinin ellerinde ki petrolü ucuza alabilmek, mamül olarak değil hammadde olarak ucuza alabilmek için Ortadoğu´yu ateş çemberine çevirdilerse, şimdi Ülkemizi de aynı şekilde terör ve iç savaşla bunaltıp elimizdeki yer altı ve yerüstü kaynaklarımızı yok pahasına, ucuza ele geçirmek istiyorlar.

 

      Madenlerimizi işletme hakkını elinde bulunduran ETİMADEN´de yetkiler,

"2840 sayılı kanunun 2. maddesine bir fıkra eklenerek yapılacak değişiklikle, özel sektöre devredilmek isteniyor"

 

BOR madenlerinin mülkiyeti devletin elinde kalacak, ancak üretim ve işleme hakkı özel sektöre devredilecek.Daha sonra da özelleştirme kapsamında yabancılara satılacak.

       Atasözümüz ne güzel söylemiş. ?Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz?

Ereğli Demir Çelik satıldığı gibi. Baştan OYAKBANK ERDEMİR´i satın aldı.Daha sonra OYAKBANK yabancılara satıldı.Bir nevi HÜLLE yapılmış oldu.Milletin gözünden kaçırıldı.

       3 adet GSM operatörü yabancıların, Telekom yabancıların, PETKİM yabancıların. Bankacılık sektörünün% 70´i yabancıların, İMKB´nin % 80´i yabancıların eline geçti.

 

       Bunların hepsi ülkemizde tezgahlanan çeşitli senaryolar sonucunda, milletin dikkati başka yöne çekildiğinde gerçekleşti.Milli ve manevi konuşmalar atılarak satıldı.Milletimiz; Ne kadar milliyetçi ve vatansever yöneticilerimiz var diye düşünürken yapıldı.

 

Türkiye AB´ye daha girmeden VİZE SERBESTİSİ karşılığında DİCLE-FIRAT akarsularının ve Manavgat akarsuyunun bulunduğu bölgenin Uluslararasıyönetime devredilmesi isteniyor.Önümüzdeki günlerde bu konu gündeme gelecek.Meclisten kanunlar geçirilecek.Milli ve manevi konuşmalar arasında, TV ve gazetelerin müthiş bir perdeleme operasyonu ile kanunlar meclisten geçirilecek.

 

      Yine aynı senaryo, yine aynı film.Bu filmi izlemekten bıkmadınız mı ? Ne zaman uyanacağız? Yeraltı ve yerüstü kaynakları yabancıların eline geçmiş Afrika ülkelerinin, durumuna düştüğümüz zaman mı uyanacağız?

 

       Afrika ülkeleri 50-60 yıl önce yer altı ve yerüstü kaynaklarını yabancılara kaptırdılar. İletişim teknolojisi bu kadar gelişmemişti.Halk ne olup bittiğinden haberdar olamadı.

       Bugün iletişim teknolojisi gelişti.Yukarıda yazdığım bilgilere çok rahat başka kaynaklardan ulaşabilirsiniz.Lütfen gelecek nesillere ihanet etmeyin.Ülkenize sahip çıkın.