www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


ÜSTÜNLÜK TAKVADADIR


İnsan,  Yüce Allah´ın külli iradesi ile yaratılıp yeryüzüne gönderilen muhteşem bir varlıktır. Onun hangi ırktan, hangi renkten, hangi soydan yaratılacağını ancak Cenabı Hak bilir ve tayin eder. İnsanın kendi ırkını, soyunu, cinsiyetini ve rengini belirlemesi asla mümkün değildir. İnsanın insan olarak yaratılması, kendini bilenler için en büyük nimet ve şükür sebebi olmalıdır.

Cenab-ı Hak, Rahman süresi 14. Ayette "O insanı (Âdemi) bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıktan yarattı." Buyurur.

Yine Nisa Süresi 1. Ayette; ?Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratıp o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının...? buyrulur.

Yani tüm insanlığın anne ve babası, ırkı sadece insan olan, rengini ise bilmediğimiz Hz. Adem ve Hz. Havva´dır. Yeryüzüne dağılıp çeşitli kavimlere ayrılan insanların her biri, Yüce Allah´ın kuludur ve imtihanına tabidir.

Çeşitli renklerde yaratılmış, farklı ülkelerde şehirlerde doğmuş, değişik dillerde ve lehçelerde konuşan insanların bu özellikleri asla kendi tercihleri değildir.

Ancak geçmiş asırlarda insanlar cinsiyetinden, renginden ve ırkından ötürü itilip kakılmakta, büyük zulümlere maruz kalmaktaydı. Özellikle kız çocuklarının hakir görüldüğü ve diri diri toprağa gömüldüğü dönemler oldu.  Yine renginden dolayı ikinci sınıf insan muamelesi gören, sosyal hayattan uzaklaştırılıp açlığa ve yokluğa mahkum edilen insanları biliyoruz geçmişte. Günümüz insanlarında da aynı hastalıklar maalesef devam ediyor.

İnsanları teninin renginden ötürü dışlayanlar olduğu gibi, ırkından ya da inancından ötürü hor ve hakir gören nasipsizlerde var.  Ne cinsiyetini, ne rengini, ne de ırkını tercih edemeden yaratılıp dünyaya gönderilen bir insanın, kendi ırkından ya da kendi renginden olmayan bir insana inkar gelmesi, onu küçümsemesi, ona yaşam hakkı tanımaması kadar büyük bir zulüm olamaz.

Yüce Allah´ın ?Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım? buyruğu henüz ulaşmayan, ya da buyruğuna inanamayan insanlar yada toplumlar, maalesef yaratılış farklılıklarından ötürü, diğer insanlara her türlü zulmü ve kötülüğü reva görmekteler.

Hâlbuki ?her canlı, her nefs ölümü tadacaktır.? Zamanı ve zemini bildirilmeyen ölüm, insanoğluna bir saniye ötededir.

Şayet ölüm yok oluş olsaydı, elbet zulüm zalimin yanına kar kalacaktı. Ama yüce Allah´ın buyurduğu üzere, ?İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp, sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır.?buyrulmaktadır.

Yani iman etmeyen ve zalimlik yapan her kim varsa soyuna sopuna, ırkına, rengine, dünyadaki makam ve mevkisine bakılmaksızın narı cehenneme gönderilecektir.

İnsan olarak yaratılmak ve son din İslam´a iman edip Müslüman olmak en büyük nimettir. Bu iki nimetin şükrünü layığı ile eda edip, Yüce Allah´ın vaat ettiği cennetlere kavuşmak en büyük arzumuzdur.

Şu mübarek Ramazan Ayı´nda kabul olması dileği ile, Cenab´ı Allah´ın bizlere sunduğu insanlık ve Müslümanlık nimetini en iyi şekilde anlayıp idrak etmeyi, kibri ve riyayı terk etmeyi, imanımızı Salih ameller ile süsleyip Cenab´ı Hakk´a layık bir kul olarak varmayı hepimize nasip etsin.