www.haberyorumgazetesi.com

Şerif Gürbaş


VİCDAN KABUL ETMİYOR SEÇMEN EDER Mİ?

VİCDAN KABUL ETMİYOR SEÇMEN EDER Mİ?


Siyasi Partiler 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için harıl harıl çalışıyor. İlçemizde açıklanan 4 partinin belediye başkan adayları sahada ve her gün farklı platformlarda seçmenle bir araya gelip propagandasını yapıyor.

 

Belediye başkan adaylarının seçmene verdiği mesajlara bakarsak, muhalefet kanadı Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı eleştirmekle, Aktaş ise eleştirilere cevap vermekle meşgul.

 

Şuana kadar ortaya konan ciddi bir proje yok. Bunun en büyük sebebi büyükşehir yasasıyla merkez ilçe olan İnegöl’ün, belediye yetkilerini 30 Mart sonrası büyükşehir’e devredecek olması diye düşünüyorum.

 

Zira 30 Mart sonrası İnegöl Belediyesi’ne ait birçok birim, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne geçecek, ayrıca İnegöl Belediye Meclisinde alınacak kararlar, büyükşehir meclisinde onaylanmadan hayat bulamayacak. Hal böyle olunca da ne belediye başkan adayının, ne meclis üyelerinin, nede projelerin hiç bir önemi yok.

 

30 Mart’ta. Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni hangi parti kazanırsa, İnegöl ve İnegöllülerin geleceği o partililerin elinde şekillenecek. İnegöl Belediye Başkanı ve meclis üyeleri tabiri caizse, Büyükşehir Belediyesi’nin birer amiri ve memuru konumunda olacaklar.

 

Büyükşehir yasasını vicdanlarına kabul ettiremeyen, ama seçmene yutturmaya çalışan bir takım uyanık siyasetçiler ise, “İnegöl’de ve Bursa’da biz kazanırsak, her şey güzel olacak, İnegölümüz hiçbir şey kaybetmeyecek” propagandası ile seçmeni tavlamaya çalışıyorlar.

 

Ancak Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin merkez ilçelere dahi yetmediğini, bir borç sarmalında olduğunu varsayarsak, ‘bir taşta iki kuş’ propagandasının seçmen üzerinde çok etkili olacağını sanmıyorum.

 

Yıllardır kendi göbeğini kendisi kesen ve her açıdan büyüme trendinde olan ilçemiz, maalesef iktidarın belki çok uzun yıllar sonra fayda getirmesi ihtimal büyükşehir yasası ile durağan bir ilçe haline dönüşecektir.

 

İnegöl’de yaşayanların yaşanacak bu durağanlıktan şikâyet etmeye, ya da dövünmeye hakları asla yoktur. Zira İnegöl’deki tüm yerel gazeteler ve gazeteciler, büyükşehir yasasıyla ilgili kaygıları defaatle yazmışlar ve STK’ları harekete geçirmek için uyarmışlardır.

 

Ama ota çöpe maydanoz olan STK’lar, tüm uyarı ve ikazlara rağmen, süreci sessiz sedasız geçiştirmeyi tercih etmişlerdir.

 

30 Mart sonrası hangi STK yöneticisi, büyükşehirden şikâyetçi olursa ve bunu gazeteler aracılığı ile duyurmaya kalkarsa, emin olun karşısında ilk bulacağı kişi ben olacağım.