www.haberyorumgazetesi.com

İsmail Özdemir


YERLİ MALI, KENDİ MALIN


       Yerli malı, bir ülkede yetiştirilen ve üretilen malların geneline verilen isimdir. Türk Malı daTürkiye´de üretilen mallara verilen isimdir. Türkiye´de üretilen mallarda ? MADE IN TURKEY? yazar.              

      Ülkemizde maalesef ithal malı çılgınlığı yaşanıyor. Bir çoğumuz aldığımız ürünün nerede üretildiğine bakmıyor. Bunun faturası yine Milletimize mal oluyor. Milletimiz ithal malı kullandığında kendi ayaklarına kurşun sıkmış oluyor. İthaİ malı kullanımı, dış ticaret açığına, dış ticaret açığı cari açığa, cari açık döviz açığına, döviz açığı borçlanmaya, borçlanma ekonominin zarar etmesine, fabrikaların kapanmasına ve  işsizliğin artmasına, işsizliğin artması ise sosyal bunalımlara, patlamalara sebep olur.

    İnsanlar için kanser ne ise, ülkeler için dış ticaret açığı o demektir. İthalat, yani bir ülkenin diğer ülkelerden aldıkları, ihracatından, yani diğer ülkelere sattıklarından fazla ise dış ticaret açığı oluşur.

 Türkiye´nin ihracatı, 2016´da 142 milyar 606 milyon dolar, ithalatı 198 milyar 602 milyon dolar oldu. Dış ticaret açığı ise 55 milyar 996 milyon. Yaklaşık 56 milyar USD bir yılda (2016 yılı) dış ticaret açığı verildi.

 2002-2016 yılları arasında Türkiye´nin dış ticaret açığı toplam 922,5 milyar USD. Türkiye´nin 80 yıllık Dış ticaret açığı ise yaklaşık 247 milyar USD.

         Dış Ticaret açığına bağlı olarak, diğer gelir ve giderler eklendikten sonra CARİ AÇIK ortaya çıkar. CARİ AÇIK İse bir ülkenin bir yıllık ettiği net zarardır.Türkiye´nin 2016 zararı 32,6 milyar USD´dir.                                                2003-2016 yılları arasında yaklaşık 500 milyar USD cari açık verilmiş, yani Türkiye zarar etmiştir.

          Türkiye, bu açıkları kapatmak için sürekli borçlanmaktadır. 2002-2016 yılları arasında Türkiye´nin brüt dış borç stoku yaklaşık 130 milyar dolardan 421.4 milyar dolara yükselmiştir. Buna iç borçlar eklendiğinde,               Türkiye´de her doğan bebek yaklaşık 10.000 USD=36.000 TL borçla doğmaktadır.5 kişilik bir ailenin   50.000 USD=180.000 TL borcu bulunmaktadır.

        Şirketler yılsonlarında kâr- zarar hesabı yaparlar. Giderleri gelirlerinden fazla ise zarar ederler.Bu zararları karşılamak için, borçlanırlar veya Sermayeden yerler.Yani Sermayeleri azalır.Öz sermayeleri azaldığında artık borçlanamazlar.Çünkü kimse o şirkete borç vermek istemez.Sermayeleri yetmediğinde ise batarlar.

        Türkiye´nin iç ve dış borçları sürekli arttığından artık, borç bulma sıkıntısı başlamıştır. Bu nedenle zaman alan Özelleştirme Sürecini beklemeye tahammül kalmamış, VARLIK FONU devreye sokulmuştur.Milletimizin yaklaşık 100 yıllık birikimleri ve gelecek nesillerin emanetleri teminat verilerek daha hızlı borç bulma yoluna girilmiştir.

       İTHALAT aynı zamanda, Türkiye´de Fabrikaların kapanmasına ve İŞSİZLİĞİN artmasına da sebep olur.1997 yılında işsizlik % 5 civarında iken, bugün işsizlik yüzde 15´lere dayanmıştır. Üniversite mezunlarında ise işsizlik yüzde 25 civarındadır. Her alacağın İTHAL MAL ülkende işsiz sayısını da arttırmaktadır.

  İşte bütün bu gerçeklerin farkında olarak, ihtiyaçlarımızı karşılarken yerli malı kullanmaya özen gösterelim.  İhtiyacımızı karşılayacak yerli bir cep telefonu 500-1.500 TL arasında iken, aynı özelliklerde İTHAL bir cep telefonu 2.500-3500 TL aralığında fiatlardadır. Ne kadar Teknolojik üstünlüğü olursa olsun bir cep telefonunun ortalama kullanım ömrü 3 yıldır.3 yıl sonra telefonunuzu değiştirmek zorunda kalıyorsunuz.

          Cep telefonu sadece bir örnek.Gıdadan giyime, elektronik eşyalardan mobilyaya bütün ihtiyaç maddelerinde ithal malı çılgınlığı yaşanıyor.Marketlerin raflarının % 80´ini ithal mallar oluşturuyor.AVM´lerin reyonlarının büyük bölümünü ithal mallar oluşturuyor.

         Kuru kuruya MİLLİYETÇİLİK, VATAN SEVMEK olmaz. Söz konusu VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR diyeceksin, ondan sonra YABANCI SİGARA içeceksin.YALAN SÖYLÜYORSUN ARKADAŞ.

          Kendi ülkende üretilen malı almayacaksın, İthal edilen malı alacaksın, ondan sonra vatanımı seviyorum diyeceksin. Bunlar boş iddialar.Her aldığın ithal malı kendi ülkene sıkılmış bir mermidir.

           İthal yerine kendi ülkende üretilen malı alman ise, Türkiye düşmanlarına sıkılacak bir mermidir. Çünkü artık sıcak savaş dönemi geride kalmış, TİCARİ ve FİNANSAL SAVAŞ dönemi başlamıştır.     

          EMPERYALİST ÜLKELER, GELİŞMEKTE OLAN veya AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERİ EKONOMİK SAVAŞLA DİZ ÇÖKTÜRMEKTEDİR:

           Milletimizin elindeki dövizleri bozdurarak, döviz kurlarını düşüremezsiniz. Bu da takdir edilecek bir eylemdir, ancak sembolik bir eylemdir.Çünkü bu seferberlikte yaklaşık 3 milyar USD bozdurulmuştur. Halbuki bu hamle 15 günlük dış ticaret açığına yetmemiştir.

          İşte bu savaşta tarafını belli et. Yaşadığın ülken TÜRKİYE tarafında mısın? Yoksa Emperyalist ülkeler safında mı?Bunu sloganla değil, AVM´de veya MARKETTE alışveriş yaparken ortaya koyacaksın.

           Bunu ALMAN, İNGİLİZ, JAPON yapıyor. Milletini ve Vatanını canından çok seven bu ülkenin evlatları da yapabilir. İhtiyaçlarımızı kontrol edelim, aşırı lüks tüketimden kaçınalım.Yerli malı kullanalım.

 "Bir ürünün barkodunun 868 veya 869 ile başlaması o ürünün kesinlikle Türkiye´de üretilmiş olduğunun garantisi değildir. İthalatçı bir firmanın, TOBB-GS1 Türkiye´ye başvurarak almış olduğu 868 veya 869 ile başlayan firma öneki ile ithal ettiği ürünü numaralandırması GS1 Sistemi açısından bir sakınca taşımamaktadır. Benzer şekilde bir ürünün 868 veya 869 dışında bir numara ile başlaması da o ürünün kesinlikle Türkiye dışında üretilmiş olduğunun göstergesi değildir. Ülkemizde de üretim yapan uluslar arası firmalar merkez ofislerinin bulunduğu yerden almış oldukları firma öneki ile ülkemizde üretilen bir ürünü numaralandırabilir."

          Uyanık olalım, alışverişlerimizde alacağımız ürünlerin Türkiye´de üretilip üretilmediğini araştıralım. Emperyalist ülkelere köle olmak istemiyorsak, bilinçlenmeli ve etrafımızı bilinçlendirmeliyiz.