Anadolu Ajansı`nın dünya gündemine taşıdığı "Esed rejimi tarafından işlenen savaş suçunu belgeleyen fotoğraflara" Körfez medyasının kayıtsız kalması dikkat çekti.
Suriye uzmanı siyasi araştırmacı Basil Haffar, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanlığa karşı işlenen suçları ortaya koyan belge niteliğindeki fotoğrafların genelde Arap, özelde ise Körfez medyasında hakettiği yeri bulamadığını belirtti.
Bu ilgisizliğin birtakım sebepleri olduğunu ifade eden Haffar, "Fotoğraflar, Körfez ülkelerinde siyaset ve medya alanında gereken ilgiyi görmedi. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Körfez ülkelerinde de benzer uygulamaların varlığı ve bunun yarattığı çekince olabilir" dedi.
Birçok Körfez ülkesinde insan hakları ve hukuk ihlallerinin varlığından söz eden Haffar, şöyle devam etti:
"Körfez ülkelerinde, insan hakları ve hukuk ihlallerine dair birtakım sorunlar var. Bu nedenle, Körfez medyası, söz konusu ihlallere dair hiçbir rapora yer vermez ve hukuki anlamda konuları aydınlığa kavuşturmak için çaba sarf etmez."
İnsani trajedilerin takibinde Arap toplumunun genel olarak bir "ümitsizlik ve karamsarlık" içinde olduğunu savunan Haffar, "Trajedilerin, Esed rejiminin bir metodu haline gelmesi insanlarda artık şok etkisi yaratmıyor" görüşünü dile getirdi.
Hukuk aktivistleri ve insan hakları örgütleri, birçok kez Körfez ülkelerine ait hapishanelerde mahkumların işkence gördüklerine dair açıklamalarda bulunmuş ve yönetimlere tutukluların durumlarına ilişkin şeffaf olmaları çağrısında bulunmuştu.
Suriye ordusu tarafından işkenceyle ve aç bırakılarak öldürülen rejim muhaliflerinin fotoğrafını çekmekle görevli bir askeri polis, 11 bin kurbana ait 55 bin fotoğrafla Suriye`den kaçmış, fotoğrafların bir kısmı Anadolu Ajansı tarafından dünya kamuoyuna duyurulmuştu.
