CHP İnegöl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Pakoğlu, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü münasebeti ile bir basın toplantısı düzenledi.
KADINLARIN YÜZDE 97´Sİ ŞİDDET GÖRÜYOR
Pakoğlu, ?Bizler, Türkiye´de yüzde 97´si şiddet gören kadınlarız! Bizler, Adana´da sokak ortasında, polislerin gözü önünde vahşice bıçaklanan kadınız! Bizler, Diyarbakır´da, kendilerine ve kocalarına bilgi verilmeden kısırlaştırılan 17 kadınız! Bizler, namus(!) cinayetleri sonucunda yaşamımızı yitiren yüzlerce sessiz kadınız! Bizler, cinsel yönelimlerimiz nedeniyle işinden kovulan, evinden çıkartılmaya çalışılan, TC mahkemelerince ´lezbiyen anneye kız çocuğu verilmez´ kararıyla velayet hakkı elinden alınan, devletin tüm organları ve toplum tarafından yok sayılan, aşağılanan kadınlarız! Bizler, türban taktığımız için, çalışmak istediğimiz için, gece sokağa çıktığımız için, eylem yaptığımız için saldırıya uğrayan kadınlarız! Bizler, gözaltında tecavüze uğrayan, jandarma ve emniyet güçleri önünde sorgusuz sualsiz ´bekaret kontrolü´(!) yapılan kadınlarız! Biz diyoruz ki; yaşadıklarımız yalnızca sonuçtur. IMF ve savaş politikalarıyla derinleştirilen mülkiyet ilişkileri, sömürü mekanizması, işsizlik, yoksulluk ve eğitimsizlik, aile içi şiddetin, cinnetlerin, intiharların, cinsel tacizin, fuhuşun, hırsızlığın inanılmaz boyutlara gelmesine neden olmuştur. Diğer yandan; namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence medyada magazinleştirilerek sunuluyor. Şiddete uğrayan kadının ne yaptığı, ne söylediği ya da nasıl giyindiği sorgulanıyor. Fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hak edip hak etmediği tartışılıyor; kurbanlar suçlanıyor, suçlular ?mağdur´ ilan ediliyor. Şiddet, dinsel-geleneksel önyargılarla, cinsiyet ayrımcı politikalarla ve yasalar eliyle meşrulaştırılıyor. Bütün bunların sona erdirilmesi için bizler; devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınamasını, şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evlerinin sayısının artırılmasını, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardımın yapılmasını, cinsiyet ayrımcı politikalar, yasalar ve uygulamaların kaldırılmasını, eylem ve eğitim projelerinin kadın örgütleriyle birlikte hayata geçirilmesini, aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için kampanyalar, ana-baba eğitim programları başlatılmasını, kadınların ekonomik özgürlüğü için çalışmasının önündeki engellerin kaldırılmasını, sosyal güvenlik, parasız eğitim ve parasız sağlık hakkından yararlanılmasının sağlanmasını, medyanın, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınlar üzerinde kendi oto-denetim mekanizmasını kurarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçmesini, evde, sokakta, işyerinde, gözaltında, cezaevinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanmasını ve caydırıcı yasal tedbirler alınmasını, Anayasanın 10. maddesine ?cinsel yönelim´ ibaresinin eklenmesini; bu değişikliğin hayata geçirilebilmesi için kanunlardan tüzüklere, yerel yönetimlerin işleyişinden yönetmeliklere tüm ayrımcı yasal düzenlemelerin kaldırılmasını, ?genel ahlak´, ?yüz kızartıcı suç´ gibi ifadelerin eşcinsellere karşı kullanılmamasını, vatandaşların yaşamlarını işten atılma, yurttan atılma gibi ayrımcılığa, şiddete, tehdide karşı güvence altına alacak şekilde gerekli değişikliklerin eşcinsel örgütleriyle işbirliği içerisinde düzenlenmesini istiyoruz! Emeğimiz için geleceğimiz için bedenlerimizin sahibi olmak için mücadeleye! Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye hayır! Evde, işyerinde, sokakta cinsel şiddete son! Savaşa hayır!? ifadelerini kullandı.
Haber ve Fotoğraf: Onurhan BAYRAKTAR
10034,98%-0,63
34,87% 0,08
36,61% -0,25
3020,79% 0,19
4861,50% 0,49