Türkiye Emekliler Partisi (TEP) İnegöl İlçe Başkanı İbrahim Sargın Oldu. Türkiye Emekliler Partisi (TEP) İnegöl İlçe Başkanı İbrahim Sargın mazbatasını aldı.
İnegöl Öğretmenler Evinde Düzenlen Mazbata törenine Türkiye Emekliler Partisi Genel Başkanı Oktay Akçın, Bursa İl Başkanı Müberra Özdemir. İnegöl İlçe Başkanı İbrahim Sargın ve bazı yönetici ve üyeler katıldı.
Öğremenler evinde düzenlenen törene katılan Türkiye Emekliler Partisi Genel Başkanı Oktay Akçın, Türkiye Emekliler Partisi (TEP) in kuruluş amacını anlattı. Konuşmasında Akçin ; ‘’Adım Oktay Akçın emekli öğretmenim 27 yıl Türkiye’nin birçok il ,ilçe ve Kasabasında öğretmenlik yaptım.14 Kasım 2023 tarihinde partimizin kuruluş dilekçesini vererek resmen Türkiye siyasetine girmiş olduk. Bunun öncesinde emekli arkadaşlarımızın sorunlarını dertlerini tartışabileceğimiz bir sosyal platform kurduk. Emekli arkadaşlarımızın dertleri büyüyordu bunlara nasıl çözüm bulabileceğimizi tartışmak için bu platformda buluştuk. Çok kısa zamanda çok geniş kitlelere ulaştık. Daha sonra yaptığımız toplantılarda emeklilerin haklarının alınabilceği tek yerin meclis olduğunu düşündük. Mecliste eğer sesinizi duyuramassanız, haklarınızı isteyemesseniz kimse sizi dikkate almaz. Bu amaçla bir partileşme sürecine girdik. 34 Arkadaş 14 Kasın 2023 tarihinde yargıtaya kuruluş dilekçemizi vererek partimizin kuruluşunu yaptık. 15 aya yakın bir süredir partimiz mücadele ediyor. Mücadelemiz bir kar topu gibi gittikçe büyüyor. Şuanda 33 İl ve 70’e yakın ilçede teşkilatlarımızı kurduk. Bu süreçte 8 tane ilçede kongrelerimizi yaptık. Bursa’da 3 ilçede kongremizi yaptık. Yakında Kemalpaşa ve Gemlik kongrelerimizle bunu 5 ‘e çıkaracağız. Amacımız emekli vatandaşlarımızın sorunlarını mecliste dile getirmek. Emekli dernekleri, emekli sendikaları ve emekli platfomları ile görüşmelerimiz üst düzeyde devam ediyor. 21 Şubat’ta Ankara’da genişletilmiş İl,İlçe MYK toplantımızı yapacağız. O toplantıda büyük kurultay kararımızı alacağız ve partimizi güçlendirerek hedefe doğru emin adımlarla yürüyeceğiz. Bunun ötesinde bizim emeklilerimizin maaşlarının hesaplanmasında TÜİK’in verdiği oranlar önemli Tüik hangi orandan bir enflasyon açıkladıysa o oran üzerinden emeklilerimize ve diğer çalışanlarımızın maaşları ödeniyor. Seyfettin Çilesiz isminde bir arkadaşımız tarafından 3 Mart’ta TÜİK mahkemeye verildi. Biz bu davaya siyasi parti olarak tek müdahil olan partiyiz. 3 Mart’tada bu davaya katılacağız. Eğer uygun görülürse Ankara 6. İdari mahkemesinde dava görülecek. Bu dava görüşülüp sonuçlandığında geriye dönük enflasyonun hesaplanmasından doğan eksik aldığımız maaşlar iade edilecek. Bunun mücadesini veriyoruz.’’ifadelerini kullandı.
İnegöl içinde görüşlerini anlatan Oktay Akçın konuşmasında ; ‘’ İnegöl’de biz uzun zamandan beri çalışma yapıyoruz. Bu İnegöl’e yedinci gelişimiz. Nedense İnegöl’de bir çalışma bugüne kadar gerçekleştirememiştik. Fakat değerli başkanmız İbrahim Sargın bey evet ben bu işte varım dedi ve değerli arkadaşların katkıları ile bugün yine biz İnegöl’de partimizin ilçe teşkitını kurmak üzere buraya geldik. İnegöl’ün sanayi kenti olması işçi kesiminin ağırlıklı olması ve bir de Eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur AKTAŞ’ın daha önce İnegöl Belediye Başkanı olmasından kaynaklanan bir zorluk içerisine girmiştik. İnsanlar ya korkudan ya da işte benim oğlum devlet dairesinde çalışıyor üye olursam oğlun başına bir iş gelirmi korkuları vardı. Çünkü bir korku iklimi yaratıldı. Bunlardan ötürü İnegöl’de şuana kadar net bir çalışma gerçekleştirememiştik. Ama artık temiz bir sayfa açtık ve ekibi kurmak üzere bugün burada toplandık.’’ Dedi.
Türkiye’deki Ekonomik sıkıntılardan da bahseden Akçın Konuşmasına şu şekilde devam etti. Akçın ; ‘’Ben 2006 ‘ da emekli oldum. Ben emekli olduğumda emekli maaşı bağlama katsayı oranı yüzde 76’idi. Yani ben çalışırken 100 TL maaş alıyorsam emekli olduğumda 76 TL maaş alıcam. Bugün 2008 de çıkan kök maaş sistemi ile daha sonra çıkan kanunlarla emekliklerin maaş bağlama kat sayı oranlarını şuan da yüzde 28 ‘e düşürdüler. Yani bir emekli emekli olmadan önce 100 TL alıyorsa emekli olduktan sonra 28 TL eline geçecek. Yani 3 te2 ‘si gibi miktar yok olacak gidecek. Bu nedenle emekliler ikinci bir iş bulma çabası gösteriyorlar. Zaten şuan emekli maaşı ile geçinmek bile mümkün değil. Bir ev kirasının 15 bin TL olduğu bir yerde emekli maaşı 14 bin 469 TL ise bu emekli nasıl geçinecek. Faturalarını diğer ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak. Aslında Türkiye’nin ekonomisi güçlü bir ekonomi ,3 tarafımız denizlerle çevrili içerde göller nehirler doğal kaynaklar bakın şuanda Türkiye’nin 4 bir yerinde maden arama çalışmaları yapılıyor köstebek yuvasına döndürdüler. Bu maden arama çalışmalarından Türkiye’ye bir getiri yok. Yüzde 2’sini Türkiye’ye bırakıyorlar yüzde 98’ini alıp götürüyorlar. Bunu yapan şirketler çok uluslu yabancı şirketler. Eğer kaynaklar insanlar için halk için harcanmış olsan Türkiye’de herkes çok müreffet bir hayat yaşar. Ama kaynaklar maalesef peşkeş çekliyor. Beşli dediğimiz çeteye ihalelerin tümü veriliyor. Geçiş garantili yol, hasta garantili hastane olurmu. Biz bir program hazırladık bu programda bütün sorunların ele alındığı A’adan Z’ye hukuktan insan haklarına, hayvan haklarına Avrupa halklar arasında düzenlenen sözleşmelere kadar hepsi detaylı bir şekilde incelendi ve çözüm noktalarına varıldı. Artık çözüm bulmakta yetmiyor bunun maddi temellerinide ortaya koymanız gerekli. Biz o maddi temelleride ortaya koyarak, Türkiye’nin kurtuluş reçetesini program haline getirdik. Bu programda Türkiye harfiyen ilk 2 yılda hukuk eğitim ve sağlık sistemini düzenlediğimizde Türkiye şaha kalkacak. Çünkü Üretimden tarımdan koptular genç nüfus tarım yapmıyor.55-65 yaş üzeri kişiler tarım ile uğraşıyor onlarda yok olduğunda tarım diye diye bir şey kalmayacak. Tarım girdilerinin üretim girdilerinin maliyeti çok yüksek. Ben Orhangazi’liyim zeytin üreticisi bu sene perişan durumda. Eğer devlet olarak üretimin girdi maliyetlerini aşağı çekerseniz , mesela mozotta ötv almaşsanız. İlaç gübre gibi sulama gibi elektrik gibi ihtiyaçlarada devlet desteği verirseniz.İnsanlar üretime geçerler. Bakın üretmeyen toplumlar yok olurlar. Birgün gelecek bu sorunları çözemessek ne kadar paranız olursa olsun gıdaya ulaşmakta güçlük çekilecek. Çünkü İthalat ile hiçbir şey olmaz. Dışardan aldığınız ürünlerle bir ülkeyi besleyemesseniz.. Tarım ve Hayvancılıkta üreticiyi desteklemeliyiz böylelikle hem devlet kazancak hem millet kazanacak. Ne demişler ‘’İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın’’ . Eğer ki biz insanımız rahat yaşatamazsak ülkemizi elimizde tutmak mümkün değil. Bakın Göçmen ülkesi haline geldik. 10 milyon 15 milyon göçmenden bahsediliyor. Bunların üreme oranları 5,3. Bizim insanımız 1 çocuk bana yeter diyor çünkü ilerisini göremiyor. İlerisini göremediği için Türk nüfusunda bir azalma göçmen nüfusunda bir artma var. Bu tamamen Türkiye’deki sistemin demokratik yapının yok olması demektir.’’ Dedi.
9490,9%1,92
38,31% 0,04
43,76% 0,96
4109,81% 0,27
6645,73% -0,67