Adâlet, “davranış ve hükümde doğru olmak, Hakk’a göre hüküm vermek demektir. Adâlet, Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde genellikle “düzen, denge, denklik, eşitlik, gerçeğe uygun hükmetme, doğru yolu izleme, takvâya yönelme, dürüstlük, tarafsızlık” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Hz. Peygamber’in adâlet sıfatını kazanabilmesi, daveti yani risâlet görevini yerine getirmesi, bu konuda insanların keyfî istek ve arzularını hesaba katmaksızın ilâhî emirlerin gösterdiği şekilde doğru olması ve Allah’ın daha önceki kitaplarda bildirdiği ebedî gerçeklere inanması şartına bağlanmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’e göre adâletin ölçüsü yahut dayanağı Hakkaniyettir. Hidayete hak sayesinde ulaşılabileceği gibi adâlet de hakka uymakla sağlanır.
Hak, objektif bir kavram ve sabit bir kanun ilkesidir. Bir hak konusunda hüküm verilirken, hakkın kendi lehine hükmedilmesi halinde bundan memnun olan, fakat aleyhine hükmedilmesi durumunda bu hükmü tanımayan insanlar için “işte bunlar zalimlerdir” (Nûr 24/48-51) denilmiştir.
HAK ANCAK ŞU DÖRT SEBEPTEN DOĞAR
1-Allah C.C. doğuştan tüm canlılara verdiği haklar(Yaşama-Mal, mülk edinme-İnanma-Aklını koruma-Neslini, namusunu koruma) 2-Sözleşmelerden doğan haklar 3-Emek karşılığı haklar 4-Adalet gereği doğan haklar
BATILIN HAK ANLAYIŞI
1-Kuvveti Hak sebebi sayar 2-Çoğunluk Hak sebebidir.3-İmtiyazcıdırlar 4-Menfaatçi, çıkarcıdırlar
NAHL-90-Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.
Allah C.C. bu âyette dünya nizamını sağlayan üç esası emrediyor; üç çirkin davranışı da yasaklıyor. Emrettiği esaslar: Adalet, ihsan ve akrabaya yardımdır. Yasakladıkları ise: Fuhuş, münker ve zulümdür.
Adalet: Her şeyi tam olarak yerine getirmek, herkesin hakkını vermek ve ölçülü davranmak demektir.
İhsan: Emredilen şeyi gerektiği gibi yerine getirmek.Görevlerini sadakatle yerine getirmek, Allah’ı görüyor gibi görevlerini yerine getirmek, iyilik etmek, hayır yapmak, bağışta bulunmak
Akrabaya yardım: Uzak ve yakın akrabaya iyilik etmek, ihtiyaçlarını karşılamak, onlara iyi davranmak
Fahşâ: Zina, Yalan, iftira , eşcinsellik gibi söz veya fiille işlenen günah ve çirkinliklerdir.
Münker: Şeriat ve aklıselimin beğenmeyip fena kabul ettiği iş ve davranış demektir.
Bağy: İnsanlara karşı üstünlük iddia edip onları, zulüm ve baskı altında yaşatmak demektir.
Bu bilgiler ışığında görüyoruz ki; bir kişinin Adaletli olup olmadığı ancak O kişinin Kur’an-ı Kerim’i ve İslâm Dininin hükümlerini tam ve bütün olarak kabul edip etmediğine bağlıdır.İslâm’ın HAK ANLAYIŞI ile BATILIN HAK ANLAYIŞI farklıdır. Firavunlar bile zulüm ederken ben Adaleti uyguluyorum diye zulüm yapıyorlardı.
Günümüz siyasetinde, bu iktidar gitsin de, iktidara kim gelirse gelsin, hatta Müslüman olmasa bile ADİL olan birisi gelsin diyorlar. Kemal KILIÇDAROĞLU’nun “HAK gelecek, Batılı zail edeceğiz. Yok edeceğiz Batılı”
Sözlerini paylaşarak, muhtemelen önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanı Adayı olarak görmek istiyorlar.
Orjinali; İsra Suresi 81. Ayet-i Kerime’de “Hak geldi,Batıl zail oldu, zaten Batıl yok olmaya mahkumdur”
Şeklindedir.Yani İslâm, Kur’an-ı Kerim geldi, batıl yok oldu demektir. Çünkü HAK=İSLÂM’dır. İSLÂM=ŞERİAT Yani Kılıçdaroğlu Şeriat gelecek, İslâm ve Şeriat’ın dışındaki düzenler yok olacak mı dedi? Yoksa sloganik bir ifade olsun diye mi söyledi. Bunu anlamak için yaptıklarına bakmak gerekir.Özellikle 6’lı masa olarak; “AB normları, AB kriterleri, AİHM kararlarını uygulamak için taahhüt verilmesi” İslâm’ın kurulmasını emrettiği düzeni bırakıp, BATIL’ın düzenini kabul etmek değilmidir? İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi BATIL’ın tekrar gelmesi değil mi? Denk Bütçe yaparak, borçlanma ihtiyacını ortadan kaldıracağına ABD ve İngiltere merkezli finans çevrelerinden, Tefecilerden borç alacağını müjde vererek söylemek BATIL değil midir? İsrail ile normalleşmeyi taahhüt etmek ne demektir? Sadece Kılıçdaroğlu değil veya 6’lı masa değil, Ülkemizde sağ ve sol partiler maalesef batıdaki sosyalist ve kapitalist zihniyetleri örnek alıyor ve doğru kabul ediyorlar. Hâlbuki Batı, (AB, ABD ve Avrupa) “Biz hepimiz Bizans’ın çocuklarıyız. Bizim medeniyetimizin kökü Eski Roma’ya dayanır diyorlar.” Eski Roma’nın kökü ise Eski Yunan’a dayanır. Eski Yunan’ın kökü eski Mısır’a yani Firavunlara dayanır. Firavunlar zulüm yaparken biz zulmediyoruz diye değil, haklıyız diye zulüm yapıyorlardı. Çünkü onların HAK anlayışı yanlıştır. Kuvveti,çoğunluğu hak sebebi sayan zihniyetten insanlığa fayda gelmez. Gerçek Adaletin ölçüleri bu sebeple kişilere, kurumlara bırakılmamış, Allah C.C. bu ölçüleri kendi koymuştur. Allah C.C. koyduğu ölçüleri kabul etmeden gerçek ADALET asla tesis edilemez.Kim iktidar olursa olsun.
HAK GELDİ; BATIL ZAİL OLDU. BATIL YOKOLMAYA MAHKUMDUR.
