Şerif Gürbaş


BAŞIMA YİNE İŞ ALDIM!

BAŞIMA YİNE İŞ ALDIM!


2002 yılında AK Parti’yi iktidara taşıyan milletimiz, 22 yıldır aynı ismin yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasında dimdik durdu ve onun gösterdiği adaylara hep sahip çıktı. Bu isimlerden biri de hiç şüphesiz Alinur Aktaş’tır.  Onca eleştirel hizmete, onca dedikoduya ve iddiaya rağmen Başkan Aktaş, AK Parti’nin bir başka deyişle Reisin vazgeçilmez ismi oldu ve tarihe geçti.

2004 yılında ticari hayattan sıyrılıp siyasete giren Başkan Aktaş, her seçim oylarını arttırarak güven tazeledi ve yeniden iş başına geldi. Yaklaşık 3 dönem ilçemizi yöneten Başkan Aktaş, İnegöl’deki performansından dolayı mıdır bilinmez, Recep Altepe’nin yerine Büyükşehir Başkanlığına getirilmiş, akabinde Bursa halkının teveccühü ile başkanlık koltuğuna oturmuştu. 

Tabi Bursa deyip geçmemek lazım. Bursa, Osmanlıya başkentlik yapmış, buram buram tarih kokan, coğrafi özelliği,  kültür-sanat, spor ve gastronomi de hem yerli, hem de yabancı turistlerin ilgi odağı, güçlü  sanayisi ile de göçün adresi olmuş Türkiye’nin 4. Büyük kenti. 

Böylesine büyük ve kozmopolit bir şehri yönetmek, sorunları çözmek, insanlarını her alanda mutlu etmek kolay olmasa gerek.

Bursa’nın bir başka özelliği ise Türkiye’nin en borçlu belediyelerinden birine sahip olması.  Başkan Aktaş, işbaşına geldiği yıllarda yaptığı bir açıklamada, “Bursa Büyükşehir Belediyesi ekonomik anlamda çok zor durumda. 4- 4.5 milyar lira borç var. 2032 yılına kadar borçlanmış durumdayız. Bu borcun yüzde 60’lık kısmı 2018, 2019 ve 2020 yıllarında ödenmek zorunda… Tablo o kadar kötü ki bu üç yıl gelirler, genel giderleri ve kredileri karşılamaya yetmiyor! Yatırımlara ayrılacak tek kuruş kalmıyor. Kredi bile alamıyoruz!” diyerek kötü tabloyu gözler önüne sermişti. 

Böylesine kötü bir ekonomisi olan Bursa Büyükşehir Belediyesi, Büyükşehir yasasının devreye girmesi ile 17 ilçeye hizmet götürmeye çalışıyor. Bu ilçelerin kimisi merkezde, kimisi 40, 50 km uzaktaki ilçeler…

BÜTÜN KABAHAT BIÇAKÇIDA!

Başkan Aktaş’ın Bursa’daki 6 yıllık dönemine İnegöl özelinden bakacak olursak, İnegöl’ün alt yapısına ciddi yatırımlar yaptıklarını söylediler. Yine İnegölspor için bir tesis hayata geçirildi. Bunun dışında kalbur üst bir hizmet aklıma gelmiyor. Hülasa genel anlamda İnegöl son 9 yılda tatmin edici vay ve bak bu çok iyi oldu denecek hizmetler alamadı. Hatta altyapıya onca yatırım yapılmasına rağmen İnegöl, halen sağanak yağışlarda cadde ve sokakları göle dönen bir ilçe durumunda. Tabi borç batağındaki bir belediyeden çokta fazla bir şey beklememek gerek. Ah bıçakçı, bütün kabahat sende. Bu kadar borç yapmayacaktın. Bak bizi ne hallere düşürdün!

İNEGÖL’ÜN GÖBEĞİNDEKİ YATIR!

İnegöl’ün geçmişten gelen sorunlarına çözümü bırakın,  çok tartışılmasına rağmen yapımına başlanan bazı projeler halen tamamlanamadı. Özellikle Belediye Başkanlık Binası, 6 yıldır şehrin göbeğinde şantiye görüntüsü ile adeta yatır gibi duruyor. Bu proje ne zaman bitecek, bilenler bilmeyenlere söylesin. Başkan Taban, birçok kez tarih vermesine rağmen bir türlü tamamlanamadı. Kabahat ustalarda olsa gerek çalışmıyor keratalar… Zamanında 50 milyona ihale edilen projenin, 200 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. Gerçi başkan Taban faize yatırdım paraları zarar fazla yok demişti ama… Sürekli taşınmazları satarak proje yapmaya çalışan İnegöl Belediyesi’nin önceliği bu projeye vermesi ve bir an önce tamamlayıp büyüyen zararı minimize etmesi temennimiz.

 

İNEGÕL'ŪN GAMZELERİ!

İlçe halkının en çok eleştirdiği konuların başında köstebek yuvasına dönmüş yollar geliyor. Bazı bölgelerde asfaltlama çalışmaları yapılıyor olsa da, İnegöl’ün merkezinde yollar adeta yamalı bohça… Bazen karşınıza öyle bir çukur çıkıyor ki abartarak söylüyorum, içinde çamaşır, bulaşık yıka… Ama çukurların güzel bir tarafı var, İnegöl’e uzaydan yada uçaktan bakanlar, o şikayet ettiğimiz çukurların gamzeyi andırdığını ve İnegöl’e farklı güzellik kattığını söylüyormuş. Desem de inanmayın, yok öyle bir şey…

BANANE BE ADAM’CILIĞA KURBAN GİDENLER

Yine çeşmelerimizden akan sular, her mahallede aynı kalitede değil. Kuyu suyuna mahkûm edilen 10 binlerce insanımız var. Ama bunlar yine de haline şükretsin. Zira suları sadece belli saatlerde akan evlerde var. Demek istediğim bir çok bölgede evlerin üst katlarına su çıkmıyor ve bu sebeple de kombilerin, çamaşır ve bulaşık makinelerinin çalışmadığı, hatta arızaya sebep olduğundan bir çok şikayet var. Aslında bu problemler Hocaköy barajı ile son bulacaktı. Ancak Hocaköy barajı da ‘siyasi kavgalara, beceriksizliklerei vurdumduymazlıklara ve banane be adamcılığa’ kurban gitti. Şahsen ben Hocaköy barajının 10 yıl daha bu şekilde duracağını sanıyorum. Bu da demektir ki, İnegöl’de bu sorun en az 10 yıl daha sürecek…

İNEGÖL’ÜN YENİ KOKUSU?

İnegöl Belediyesi İnegöl’e has bir kolonya ürettirdi. Hoş bir koku, tavsiye ederim. Ama konu kolonyanın kokusu değil. İnegöl’ün genelinde buram buram hissediken lağım kokusu. Bilmem kaç yıldır temizlendiğine şahit olmadığım lağımlar, öylesine ağır kokuyor ki, kendi sokağımdan biliyorum, balkon kapısını açmaya korkuyorum. 

Yine her evin önüne konulan ve başta hoş bir hizmet gibi kabul edilen plastik çöp kovalarının sahipleri tarafından temizlenmediği için ayrı bir çöp kokusuna yol açtığını, beraberinde sineklerin çoğalmasına neden olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim. İlaçlamanın yetersiz kaldığını düşündüğüm İnegöl’de geceleri sivrisinek ve benzerlerinin evleri adeta istila ettiğini insanların uyuyamadığından da çok şikayet var. 

HALK EKMEK YOKSA, HALK KEK VAR!

Alinur Aktaş döneminde hizmete açılan ve İnegöl halkına el değmeden ucuz ekmek üreten ekmek fabrikasının elden çıkarılması da toplumun eleştirdiği konuların başında geliyor. Yakın zamanda elden çıkarılan ekmek fabrikası, ilçemizdeki özel işletmeler için bir denge unsuruydu. Ancak basiretsizlikler nedeniyle o muazzam tesis, ürün portföyü daha da genişletilip iyileştirilmesi gerekirken elden çıkarıldı. Koskoca İnegöl Belediyesi’nin düşünün kendine ait bir ekmek fabrikası yok. 40 Km ileride İnegöl’ün 4’te biri kadar Kestel’de belediye 4 yıldır kendi ekmeğini üretip halkına 1 liradan satarken, İnegölümüz 7.5 liradan ekmek yemeye başladı. Ama olsun halk ekmek yoksa, marketlerde halk kek var. Biraz reklama girdi ama olsun…

ZİNCİR MARKETLER KORUNUYOR MU?

Pazaryerlerine ne demeli… Pazarcıların lodoslu günlerde çadırlarıyla havaya uçmasına az kaldı. Yağmurlarda göle dönen pazaryerleri maalesef oda başkanlarının da sessiz kalmasıyla kaderine terk edilmiş durumda. Etrafında trafik ve park sorunu yaşanan pazaryerlerini gerçekten halkın yazları serin, kışları sıcak bir ortamda alışveriş yapılabilen mekânlar haline dönüştürmek çok mu zor. Ya da pazaryerlerinin bu halde olması market zinciri olanların işlerini sekteye uğratmamak için bilinçli olarak görmezden mi geliniyor. Böyle bir şeyin iddiasını bile dile getirmekten ar ederim amma velakin, şuan etmiyorum.

OTOBÜS BEKLERKEN NEDEN KAVRULUYORUZ?

Bakın dünyada küresel ısınmalar devam ederken artık ne yaz aylarının, ne de kış aylarının mevsim normallerinde olmasını beklemeyin. Bu sebeple 40 dereceleri bulan yaz aylarında ve yine sağanak yağışların artık muson yağmurları gibi geleneksel hale geldiği ilçemizde bir dizi tedbirler almak icap ediyor. Buna otobüs duraklarının kapalı hale dönüştürülmesinden başlayabilirsiniz mesela.  İçerisine konulacak bir klima ile zamanın da gelmeyen otobüsleri halkımız, yazları serin kışları sıcak bir ortamda bekleyebilir. Bu çok zor değil… Devamında tüm pazaryerini kapalı mekanlara dönüştürerek alkış ve takdir alabilirsiniz. 

YAKINDA KELES’E TAŞINACAĞIZ!

Ekonomik koşulların her geçen gün zorlaştığı bir dönemden geçerken, kiralık evlerin artık neredeyse kalmadığı ilçemizde, Allah aşkına bir an önce yeni imar alanları açın. Ama tarım arazileri dışında ve ranta dayalı olmadan.  Her yıl yaklaşık 2 bin 500 çiftin düğün yaptığı ve sürekli göçün yaşandığı İnegöl’de neden konut üretimi bu kadar zayıf ilerliyor ki….Özellikle konut alım gücünün düştüğü bir dönemde belediyemizin TOKİ’ye yada müteahhitlere sunacağı konut projeleri ile aktif bir rol üstlenmesi artık elzemdir. Bu konu, kiracı ile ev sahipleri arasında yaşanan asayiş olaylarının daha da korkutucu boyutlara ulaşmadan çözüme kavuşturulması icap eder.  Bu durum düzeltilmezse tası tarağı alıp Keles’e taşınacağız, haberiniz ola.

PARK PARKLIKTAN ÇIKMIŞ!

İnegöl’de rahmetli hikmet Şahin parkı ilçe halkının nefes aldığı tek mekan diyebiliriz. İnsanların özelliklerde alt gelir gruplarının mekanı haline gelen bu parkta artık İnegöl’e yetmiyor. Özellikle araçların ve motosikletlerin girmesiyle park parklıktan çıkmış durumda.  Bir türlü yapılamayan Mobilya Fuar Merkezi nedeniyle, Hikmet Şahin Parkı içerisinde büyük bir alanı zapteden MODEF FUAR MERKEZİ, başka bir alana taşındığında o alanın katlı otoparka dönüştürülüp, en azından park içerisinde şikayete neden olan motorlu araç sorunu çözülebilir. Ama fuar merkezi de basiretsizlikler nedeniyle maalesef bir türlü yapılamadı…

ALLAH MUHAFAZA ÇARPILACAKSINIZ!

Bursa Ankara yolu üzerinde yani OSB önündeki park ise sahipsiz kaldığından halk tabiri ile ite kopua bir mekan haline dönüşmüş durumda. Işıkların yetersiz kaldığı bu parkta, maalesef her türlü ahlaksızlık ve kirli işler döndüğüne dair şikayetler var. Bu parkın acilen Büyükşehir Belediyesine ait bir sosyal tesisle sahiplenilmesi gerekmektedir. Son aldığım şikayetlerden biri de, parkta WC olmadığı için ailelerin çocuklarını duvar kenarlarına ve ağaç diplerine götürerek ihtiyaçlarını giderdikleri yönünde. Allah muhafaza çarpılacaksınız…destur çekmeyi unutmayın…

ÇEKİNMEDEN BENİ ARAYABİLİRSİNİZ!

Spor alanları yetersiz, yeşil alanlar yetersiz, otoparklar yetersiz, konut alanları yetersiz, sosyal tesis desen hiç yok. Hani 2024’e gizli gizli hazırlanan başkan adayları varsa tüyoları bedavaya verdim. İşbaşına gelecek kişi, sadece bu sıraladıklarımı hayata geçirse, en az 15 yıl ekmek yer. 30 yıl ekmek isterse çekinmesin beni arasın. Bende daha neler var.  

SIRA SİZE DE GELECEK SİZİ GİDİ SESİ BÜZÜŞECİLER!

Ee Bursamızı ve İnegölümüzü yönetmeye çalışan yerel yöneticilere tatlı sert eleştiriler yaptık ta, ya iş dünyasının başındaki O anlı şanlı yöneticiler, her seçimde İshakpaşa’da şov yapan dernek ve vakıflar, her seçim başkan adayı ve meclis üyesi çıkarmak için takla atan hemşeri dernekleri, biz herşeyi bilen ama 3 maymunu oynayan gazeteciler, ve de her seçim yenilgisi sonrası yıkılmadık ayaktayız diyen muhalefetimiz ne yapıyor? Derseniz, işte onlara da bir dahaki yazımda değineceğim.