Şerif Gürbaş


Ben kararımı verdim!

.


Aynı şehirde, aynı mahallede hatta aynı sokakta doğup büyüyenler, annelerinin sürdüğü salçalı ekmekleri birlikte yiyip, aynı bardaktan su içenler, hafta sonu oynadıkları ve kazandıkları mahalle maçlarından sonra galibiyeti aldıkları gazozları içerek kutlayanlar, gençlik yıllarında birlikte kız peşinde koşanlar, asker eğlencelerinde karşılıklı çiftetelli oynayanlar, evlilik çağı gelip çattığında kendi düğünü gibi koşup, birbirlerine sağdıçlık yapanlar, anne ve babaları öldüğünde cenazelerine omuz verip acılarını paylaşanlar ve hatta geçmişte aynı partide aynı hedefe koşup çile çekenler, gün gelip farklı siyasi partilerde karşı karşıya geldiklerinde değişen bakış açıları nedeniyle siyasi çatışma içerisine girmekte, birbirlerine düşmancasına sözler kullanmak suretiyle küslüğe ve dargınlığa sebep olup geçmişte yaşadıkları onca güzel ve tatlı anılara ihanet etmekteler. 

Biraz durup düşünelim ve dostlarımız, arkadaşlarımız, akrabalarımız ve komşularımızla yıllarca birlikte geçirdiğimiz o güzel günleri hatırlayalım ve ne diyeceksek tartalım da söyleyelim.

Biliyorum ama, o endişelendiğimiz, kaygılandığımız ve dertlendiğimiz, uğruna eşimizi dostumuzu kırmaktan çekinmediğimiz bu ülke, bu şehir ve bu topraklar ne senin, ne benim ne onun ne bunun, hepimizin... 

Ve takdir edersiniz ki, hepimizin arzusu biraz geçim, huzur, refah, özgürlük, çocuklarımıza iyi bir gelecek.

İşte aynı derede yıkandığımız, aynı ekmeği ve suyu paylaştığımız, aynı topun peşinden koşup aynı gol sevincini yaşadığımız, mutlulukta ve acı da birlikte ağlayıp güldüğümüz aynı şehrin, aynı inancın, aynı milletin ve aynı toprakların insanları olduğumuzu unutmadan siyaset yapalım. 

Siyasi liderlerin birbirlerine kullandıkları o sert sözler bizleri asla aldatmasın.  İnanın onlar tüm kavgalarını, tüm o kem sözleri kameralar önünde biz görüp kutuplaşalım ayrışalım da sandalyelerimizi sağlama alalım diye yapıyorlar. İnanmıyorsanız meclise gidin, ya da gidenlere sorun; Uğruna birbirimizi yediklerimiz kulislerde nasıl karşılıklı oturup çay kahve içiyorlar, birbirleri ile nasıl kankalar görün. 

Hal böyle iken ne diye birbirimizi kıralım ki… Seçim bitecek ve bizim hayatımızda değişen bir şey olmayacak. Hayata kaldığımız yerden devam edeceğiz. Düğün yapacağımız zaman zarfın üzerine uğruna kavga ettiklerimizin isimlerini değil dostumuzun, arkadaşımızın, komşumuzun ve akrabamızın isimlerini yazacağız. Ve o mutlu günde kapının önünde yine onlar olacak. Yine en yakınlarımızı kaybettiklerimizde ne yapacağımızı bilemezken ve başımızı koyacak bir omuz ararken, yine birlikte büyüdüğümüz arkadaşlarımız, komşularımız, dostlarımı ve akrabalarımız olacak.

Evet, “ben bugün karar verdim” ve bu yazımı kendimi milat olarak belirledim. Kimsenin kalbini siyaset nedeniyle kırmayacağım.  Kimsenin kutsalına, değerlerine ima yolu ile bile olsa saygısızlık yapmayacağım. 

İnegöl özelinde ve siyasetçisinde de bu anlayışın ve düsturun oluşmasını arzu ediyorum. Umarım, en kalbi duygularla kaleme aldığım bu yazım, en yakınımdakilerin ve en uzağımdakilerin kalplerine de sirayet eder. Kalın sağlıcakla…