06.Şubat.2023 Pazartesi günü sabaha karşı insanların en zayıf zamanlarında, herkes uykuda iken 10 ilimizi etkileyen büyük bir deprem yaşadık.9 saat sonra aynı bölgede bir büyük deprem daha yaşadık. Allah C.C. şehid olan kardeşlerimize rahmet eylesin, yaralanan kardeşlerimize acil şifalar versin. Tüm depremzede kardeşlerimize yardım etsin.Milletimize geçmiş olsun. Allah C.C. milletimize bir daha böyle acılar göstermesin.1999 depreminden birkaç kat daha şiddetli ve süresi çok uzun süren bir deprem yaşadık.
Devlet bütün kurumlarıyla müdahale etti, Sivil toplum kuruluşlarımız ve Milletimizin fedakâr evlatları çok hızlı bir şekilde deprem bölgesine intikal ettiler. Türkiye’nin tamamında büyük bir seferberlik başlatıldı.Bu dayanışma ruhu bütün dünyaya örnek oldu. Elhamdulillah, Milletimizin özü İslâm hamuru ile yoğrulmuş.
Hiçbir toplumsal ayrıma girmeden, önce felaketin yaralarını sarmak, enkazı kaldırmak, zor durumda olan kardeşlerimizi normal hayata döndürmek için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Ancak ondan sonra sorumluluğu olanlardan da hesap sorulmalıdır. Sadece müteahhitler değil, yanlış yapanlar, yanlışa onay verenler, göz yumanlar hepsinden hesap sorulmalıdır.Ancak şimdi sabırla bölgeye yardım etme zamanı.
İktidar kim olursa olsun, devlet mutlaka duruma hakim olmak durumundadır. Bunun tersi düşünülemez.Eğer devlet gücü zayıflar, olaya hakimiyeti kaybolursa milletimiz kaybeder.Mafya ve çeteler işin içine girer, çocuklar kaçırılır, yağma olur, hırsızlık olur, güvenlik ve asayiş kaybolur.Felaketin daha büyüğü yaşanır.
Böyle büyük bir felaketten, kendilerine rant devşirmek isteyenler avuçlarını yaladılar. İnsanların en zayıf anlarını kullanıp, bir kaos ve isyan çıkartma peşinde olanlar avuçlarını yaladılar. Elhamdulillah iyilik kazandı.
Bu büyük felaketten daha büyüğü, Milletimizin imanlı evlatlarını, imanlarından koparmak isteyen şeytanın askerleri de avuçlarını yaladılar. Çünkü şeytan da insanın en zor anında, son nefesini verirken tepesine çöker ve ölmeden önce insanoğlunu imanından koparmak ve ahirete imansız göndermek ister. Şeytanın askerleri de bu görevleri icra etmek istediler. Ancak milletimizin imanı ve metaneti karşısında hüsrana uğradılar. İmanın şarttı 6, bir tanesi de “kaza ve kadere imandır.” Kaza ve Kadere iman; Allah’ın olmuş veya olacak olan her şeyi, ezeli ve ebedi sonsuz ilmiyle bilmesi ve O’nun takdiri ve iradesi ile dilediği zaman ve mekânda olacak olanın gerçekleşmesidir. Sebeplere başvurmak farzdır, yani mecburidir. Ancak sepepler sonuç yaratmaz. Yaratıcı ancak ALLAH’dır. Deprem bir kaderdir. Ancak bu sorumluğu olanların sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.Çünkü tedbire tevessül etmek,tedbir almak farzdır, mecburidir.
Bir kimse, bir başkasının ölümüne sebep olsa bu kaderdir. Ancak adam öldürmek en büyük günahlardandır.
Binaların yanlış yere yapılması, demir ve betonun eksik olması, sonradan usülsüz tadilat yapılması gibi yanlışları yapanlar, onlara izin verenler, bu yanlışları bile bile bu binaları satın alanların hepsi sorumludur.
Bu felaket vesilesi ile, milletimizi bölmeye, devletine ve birbirine düşman etmeye çalışanlar da yok değil.
Cumhuriyet gazetesi’nin, enkazdan insanlarımızın kurtulduğu anda tekbir getirilmesinden duyduğu rahatsızlık, maalesef çok üzücü. Müslümanlar sevindiklerinde tekbir getirirler.Cumhuriyet gazetesini enkazdan bir kişi kurtarıldığında orada bulunanların sevinçten alkış yapması rahatsız etmiyor, tekbir getirilmesi rahatsız ediyor.
Daha acısı, kurtarma ekiplerinin cihatçı guruplar olduğunu iddia etmesidir.Yazıklar olsun sizin zihniyetinize.
Fox TV’de bir programda, sosyal medyada ortaya atılmış ve daha sonra yalanlanmış bir haberin gerçekmiş gibi gösterilmesi büyük bir skandal olarak milletimiz tarafından not edilmiştir. “Gönderilen yardım kutularının üzerinde içki&bira reklâmı olduğu için geri çevrildi” hezeyanı tamamen toplumun sinir uçlarına dokunma ve isyana teşvik amacı taşıdığı çok açıktır. Yine yapılan yayınlarda Hatay ilimize devletin yardım etmediği bu bölgeye ayrımcılık yaptığı izlenimi verilmesi de isyan ve kaosa teşviktir. Savcıları göreve davet ediyorum. Bu felaket ne ilk, ne sondur.Ancak; Millet olarak bu felaketlerden ibret almamız gerekir.Sorumluluğu olanlar siyasi görüşüne bakılmadan mutlaka bulup cezalandırılmalıdır.Maddi ve manevi hatalarımıza tevbe etmemiz, Allah’dan af dilememiz gerekir. Yeniden imanımıza ve inancımıza sarılmalıyız. Birlik ve beraberliğimizi inancımız doğrultusunda, Kur’an-ı Kerim’i rehber alarak gerçekleştirmeliyiz.Önce zihinsel dönüşüm, sonra inancımıza uygun kentsel dönüşümü başlatmalıyız.İşimizi en güzel şekilde yapmak Allah’ın emridir.Çalmadan, çaldırmadan rant kaygısını bir kenara koyarak, insanca yaşayabileceğimiz kentler inşa edebeliriz. Unutmayalım ki, İnanç tekeden süt çıkarır.