İsmail Özdemir


FİLİSTİN GAZZE KUDÜS-Ü ŞERİF MÜDAFAASI

.


Gazze, Filistin,Kudüs birbirinden ayrı düşünülemez. Gazze’li Müslümanların vatanlarını, ırzlarını ve namuslarını savunmak için başlattıkları EL-AKSA TUFANI iki ayı geçti.Aynen Anadolu’da İstiklâl Mücadelesinde olduğu gibi bir İstiklâl mücadelesi gerçekleşiyor.Yedi Düvel düşman orduları o gün
Anadolu’yu işgal etmişlerdi. Düşman tarafında değişen bir şey yok.O gün de zalimler çocuk, kadın, yaşlı demeden sivilleri öldürdüler.Çok büyük katliamlar yaptılar.Atalarımız büyük bir cesaretle, “Ya İstiklâlimizle yaşarız, Ya da ölürüz” diyerek nasıl bir İstiklâl Mücadelesi başlattı ise, bugün
Filistin ve Gazze’de aynı şeyler yaşanıyor.1947 yılından beri her geçen gün Müslümanların evleri ve arazileri ellerinden zorla alınıyor. Direnenler öldürülüyor, evleri başlarına yıkılıyordu. Tamamı Filistinlilere ait olan bu topraklar, gasp, zulüm ve işkence ile, neredeyse % 80’i Yahudilerin eline
geçmiş durumda.Müslümanların başka çaresi kalmadı. Ya çarpışacak, vatanlarını savunacaklar, ya da Zalim Siyonistlerin kendilerini sürgün etmesine razı olacaklardı. Onlar her Müslümanın yapması
gerekeni yaptı. Direniş ve Mücadeleyi seçtiler.Bütün Müslümanların onurunu ve şerefini kurtardılar. Allah C.C. Müslüman kardeşlerimizi Muzaffer eylesin. Zalim Siyonistleri zelil ve mağlup eylesin.
Gazze’li Müslümanlara destek olmak her Müslümana farzdır.Dün İstiklal savaşımızda Kuvayı Milliye vardı. Bugün Filistin’i savunan HAMAS var.Sadece kendi vatanlarını savunmuyorlar, ayrıca tüm Müslümanlar için mukaddes olan Mescid-i Aksa’yı ve Kudüs’ü savunuyorlar. Müslümanların
ölenleri şehid oluyor ve kesin olarak cennete gidiyorlar. Siyonistler ise kesin olarak cehenneme gidiyorlar.İnancımız bunun böyle olduğunu söylüyor. Hamas’a terörist diyenler, aslında İstiklal Mücadelesini yapanlara da terörist demiş oluyorlar. Türkiye’de teröristlere selâm çakanların,
Hamas’a terörist demesini normal karşılıyorum. Çünkü onların ölçüsü bozuk olduğu için, sağlıklı değerlendirme yapmaları mümkün değildir.Asıl önemli olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Siyonist saldırılar karşısında alacağı tavır ve atacağı somut adımlardır. Gazze’yi savunmak Filistin, Kudüs-ü Şerif ve Mescid-i Aksa’yı savunmak demektir.Yine Gazze’yi savunmak Türkiye’yi
savunmaktır. Çünkü Siyonistlerin hedefi bellidir. Nil Nehrinden, Fırat Nehrine kadar olan bölgede Büyük İsrail Devleti kurmak istedikleri, muharref Tevrat’ta yazıyor. İnandıkları muharref yani değiştirilmiş Tevrat’ta Arz-ı Mev’ud (Vadedilmiş topraklar) tarif ediliyor ve bu sınırlar bizim
ülkemizi de içerisine alıyor. Öyleyse bu savaşta Türkiye Cumhuriyeti Devleti taraftır. Devletin tüm kademelerinin buna göre pozisyon alması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İsrail’i bu saldırganlığından caydıracak kararları bugün almazsa, gelecekte çok daha zor kararlar almak
zorunda kalacak ve ağır bedeller ödemek zorunda kalacaktır. İncirlik, Kürecik hemen kapatılmalıdır. ABD yıllardan beri Türkiye’nin karşısındadır. Fetö kalkışmasını da İncirlik üzerinden desteklemiş, PKK ve YPG’yi desteklemeye devam ediyor. Daha ne olmasını bekliyorsunuz? İsrail ancak güçten anlar. Yıllarca atılan hamasi nutuklar, Siyonistleri durdurmak yerine daha da cesaretlendirdi. Türkiye’nin elinde bu savaşı durdurabilecek imkanlar var. İsrail ile askeri, siyasi ve ticari ilişkiler askıya alınmalıdır.ABD ve Batı Devletleri Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya ambargo
uyguluyor. Ticari tüm anlaşmaları askıya aldılar. Türkiye’de bunları yapabilir.
Sınırlarını Arz-ı Mev’ud Olarak açıklayan terörist bir devletle yapılmış tüm anlaşmalar fesh edilmeli. Somut adımlar atılmadan, yapılacak diplomasinin hiçbir işe yaramadığını daha önce defalarca yaşadık. Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayan Siyonist İsrail ancak ve ancak güçten anlar.