Köşe yazarlarının yazılarındaki temel amacı, okuyucusunun bilmediği konuları bilgilendirmektir. Bende bu yazıyı kaleme alırken bunu düşünerek hareket ettim. Pandemi sürecinde başımdan geçen olayları ve köşeme konu olan yazıyı yazmama sebep olan gelişmeleri okuyucularımla paylaşmak istedim.
Ülkemizin ve dünyanın başına lanet olan korona virüs rahatsızlığını ciddi boyutta yaşayanlardan biri olarak, 4 Kasım 2020'de yakalandığım koronayı 10 günlük karantina döneminden sonra, atlatmış görünsem de, vücudumdaki halsizlik ve iştahsızlığımın devam etmesi üzerine ikinci kez kendimi doktora göstermek ihtiyacını hissettim. Özel Aritmi İnegöl hastanesi Uzm. Dr. Yılmaz Erkut beye gittim. Ultrason ve kan tahlilleri isteyerek durumumu öğreneceğini söyleyerek beni muayene etti. Rahatsızlığım tam geçmediğini belirterek, iğne ve hap ile tedavi edeceğini söyleyerek, reçetemi yazıp verdiği ilaçları kullanmamı + iğneleri vurulup 2-3 gün içinde kontrole gelmemi söyledi. Ben ilaçları almam için yanından ayrıldıktan sonra, ilaçları alacağım eczaneyi bildiği için, eczaneye telefon ederek ilaçları vermemelerini ve benim kendisine geri dönmemi tembih etmiş, geri dönüp hocam hayırdır ne oldu dediğimde, üremin 265 - kreatimin 10.4 olduğunu, çok acilen diyalize bağlanmam gerektiğini, kan zehirlenmesine kadar gidebileceğimi ifade edince, hayatımın en zor saatlerini geçirmeme neden oldu. Hiçbir şeyim yok iken, 16 Kasım 2020'den beri, diyaliz hastası biri olarak bu satırları size yazıyorum.
Tabi bu süreç İnegöl Devlet hastanesinde 5 seans, Bursa Uludağ Üniversitesinde 15 seans aldıktan sonra, haftada 2 kere, 4'er saat diyalize girebilmem için, değerlerimin normale çekildikten sonra, yeniden İnegöl'de Devlet hastanesinde veya Özel Fmc İnegöl diyaliz merkezinde tedavi görmek üzere taburcu oldum. Diyalize girme tercihimi Özel Fmc İnegöl diyaliz merkezi olarak kullandım. '26 Aralık itibariyle bu kurumda tedavime devam ediyorum.
ÖZEL FMC İNEGÖL DİYALİZ MERKEZİ (OYLAT)
Çok okuyucu bu yukarıdaki terimin ne olduğunu veya neye yaradığını çözemez ve bilemez. Evet bende bilmiyordum, ama yukarıdaki satırlarda bahsettiğim rahatsızlığım nüksedince öğrenmiş oldum. Bu kuruluş Sağlık Bakanlığına bağlı, Alman firmasının kurduğu özel bir diyaliz merkezinin firma adı, bunu çok İnegöllü bilmez. Kalburt mevkiinde, İnegöl - Bursa karayolu 2. km. Üzerinde diyaliz hizmeti veren bir kuruluş.(Bu kuruluş yaptığı hizmetlerden dolayı Hastalarından hiçbir şekilde ücret talep etmemektedir.)
2006 yılından beri İnegöl ve çevre ilçelerindeki 105 - 110 diyaliz hastasına, sağlık hizmeti vermektedir. Diyaliz merkezinin başında; Hastalarına adeta Baba şefkatiyle davranan, işinin ehli Dr. Hakan Cengiz - Dr. Murat Şen ve ayda bir kere gelen Dr. Kezban Pınar Yeniay bulunmaktadır. Bu başarılı ekibin arkasında ise görevinde tam profesyonel olan Hemşire kadrosunda; Baş hemşire Asuman Dumanay - Fatma Güneyce - Zehra Çevik - Gülden Ünal - Fatmanur Uzun - Bahar Durmuş - Serap Sever - Hilal Emir - Enes Bolat - Cengizhan Kesici bulunmaktadır. Hastalarına karşı saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşımları inanın hastalarının içini okşuyor. Sağlık ekibinin başarısına ortak olan ve her konuda hastalarına destek veren yardımcı personel; Gülsüm Kızmaz - Halime Altundağ - Gülümser Aydemir - Abubekir Kuzey - İbrahim Taşgın - Furkan Tanrıverdi. Teknik servis; Ömer Durmuş - Muhasebe; Erol Karaöz - Sekreter; Lütfiye Yıldırım bulunuyor.
Tabii bu hastaların diyaliz merkezine ulaşmasını sağlayan servis ekibi var. Yardımcı personel ile birlikte hastalarını yataklarından alıp servis aracına kadar taşıyan vefakâr servis şoförlerini yazmadan olmazdı. Sürücü kaptanları; Şuayip Kahraman - Mehmet Uygun - Gökhan Çetin - Lütfi İmir ile birlikte 26 kişiden oluşan Diyaliz sağlık ekibine, yaptıkları hizmetlerden dolayı şahsım adına çok teşekkür ederim. Böyle bir kuruluşun İnegöl'e kazandırılmasına, kim veya kimler öncülük ettiyse kendilerine saygılar sunarım.