İsmail Özdemir

Tarih: 02.04.2023 18:00

İTTİFAK MI, KOALİSYON MU?

Facebook Twitter Linked-in

Son anda bir değişiklik olmazsa, seçimlere 3 ittifak ve Memleket Partisi Adayı ile gidilecek. 4 Cumhurbaşkanı  Adayından üçü ittifakların Adayı, bir de Memleket partisi adayı Muharrem İNCE yarışacak. 

Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemine geçildikten sonra ikinci seçim yaşanacak. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, Ata İttifakı gibi ittifakların, Parlamenter sistemin koalisyonlarından farkları konusu üzerinde durmak istiyorum. Zira bu ittifaklarda yer alan özellikle Milli Görüş’çü partiler, Rahmetli Erbakan Hoca’mızın geçmişte yaptığı koalisyonlara atıfta bulunarak, kendi yaptıkları yanlışlara dayanak oluşturmaya çalışıyorlar. Geçen hafta ki yazımda Milli Görüş’çü adayın olmadığı bir seçim yaşayacağımızı, bu durumun da Milli Görüş’çü olduğunu iddia edenler açısından büyük bir zillet olduğunu yazmıştım. Koalisyonlar ile İttifaklar arasında ki fark nedir?

Koalisyonlar seçimden sonra kurulur, ittifaklar ise seçimlerden önce kuruluyor. Koalisyonlarda, seçimlerden önce her parti kendi programını, taahhütlerini, uygulayacağı ekonomik modeli ortaya koyar ve seçmenden oy ister. İttifak modelinde ise, ittifaka giren partiler kendi programlarını, ilkelerini, uygulamak istediği ekonomik modeli bir kenara bırakarak, ittifak protokolünde yer alan ortak ilkeleri, prensipleri taahhüt eder. Bu nedenle özellikle Milli Görüş’çü partiler açısından büyük bir sıkıntı söz konusudur. Çünkü Milli Görüş ilkeleri ve prensipleri bir an olsun kenara bırakılabilecek hususlar değildir.Milli Görüş Lideri Rahmetli Erbakan Hocamız;“Herhangi bir seçimde, herhangi bir bölgede biz aday gösteremezsek biz mes’ul oluruz. Aday gösteririz de milletimiz oy vermezse onlar mes’ul olurlar.” Derdi. Bu nedenle tüm seçimlerde ve her seçim bölgesinde Milli Görüş’çü bir aday göstermek için çaba sarfederdi. Seçim öncesi bir ittifak yapılacaksa bu ittifakın Milli Görüş çatısı altında olması için mücadele ederdi. Refah Partisi çatısı altında MÇP-IDP ittifakında olduğu gibi. Yine 22 Şubat 1980'de 41 adayla başlayan Cumhurbaşkanlığı seçimleri 11 Eylül 1980 tarihine kadar sürdü. 124 tur devam eden seçimlere bir gün sonra gelen darbe nokta koydu.1980 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Milli Görüş’çü bir aday kalmayınca, seçimde yaşanan tıkanıklığı açmak için, CHP'nin adayı Muhsin Batur'a hangi şartlarla oy verdiklerini Erbakan Hoca’mız  şu şekilde anlatmıştı.”Muhsin Batur bir gün parti merkezimize gelerek bizden oy istedi. “Siz bana oy vermeseniz de ben kısaca yapmak istediklerimi size anlatmak istiyorum.”  diyen Batur'a, 'Dur, bu kısaca olacak bir şey değil. Önce sen bizim isteklerimizi dinle!' dedik. 'Buyurun anlatın!' dedi. Biz de bunun bir toplantı halinde olmayacağını en az 2'şer saatten olmak üzere üç toplantı düzenlemek istediğimizi söyledik. Kabul etti. İlk günkü toplantıda İslâm'ın zararlı bir din olmadığını, ikinci toplantıda İslâm'ın faydalarını, üçüncü toplantıda ise İslâmiyet olmadan olmayacağını anlattık. Bu toplantıların ardından Batur kalkıp şöyle dedi: 'Sayın Erbakan, öyle şeyler anlattınız ki siz oy verseniz de vermeseniz de seçildiğim takdirde bu anlattıklarınızı kendime ilke edineceğim." Görüldüğü gibi Erbakan hiçbir zaman şartlara teslim olmadı. Şartları teslim aldı. Temel Bey’in kendi tabanını küstürmek adına Milli Görüş ilkelerinden taviz vererek, her türlü desteği verdiği Millet İttifakı Adayı ise ne söylüyor? Denk Bütçe yapacağım demiyor, tam tersi İngiltere’den 500 Milyar USD borç para getireceğim, Türkiye’yi borç batağına sürükleyeceğim diyor. İçinde İstanbul Sözleşmesi’nin de olduğu, tüm uluslararası sözleşmelere geri döneceğim diyor. Bugüne kadar aile kurumunu yıkan, ahlâk ve maneviyatı yok eden, eşcinsel evlilikleri meşru gören; AB normları, kriterleri ve AİHM kararlarını derhal uygulamak için düzenlemeler yapacağım diyor. K.K.T.C.’yi yok sayan, Türk Askeri Kıbrıs’ta işgalcidir diyen, tek taraflı olarak RUM KESİMİNİ, Kıbrıs adasının tek temsilcisi olarak tam üye olarak alan, AB’ye Türkiye’yi tam üye yapacağız diyor. 

Şimdi Millet İttifakı ortak deklarasyonuna baktığımız zaman, CHP’nin Temel Bey’i esir aldığı görülüyor. Ortak ittifak protokolünde Milli Görüş’ten eser yok.

Erbakan Hoca’mızın yaptığı koalisyon protokollerinde asla inancımızdan ve Milli Görüş ilkelerinden taviz verilmemiştir.Hele hele Allah’a şirk koşmak üzerine hiçbir anlaşma ve protokol yapılmamıştır.

Milli Görüş’çü olduğunu iddia edenlere tavsiyem, hiç olmazsa yaptığınız yanlışlara Rahmetli Erbakan Hoca’mızı alet etmeyin. O’nun kemiklerini sızlatmayın.


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —