Nurettin Yeltekin


Ramazan’dan Sonra Nasıl Davranmalıyız?

Ramazan’dan Sonra Nasıl Davranmalıyız?


Ramazân-ı Şerîf’te edindiğimiz kulluk disiplinini, kazandığımız kalbî hassâsiyetleri muhâfaza ederek bir dahaki Ramazan’a aynı gönül feyziyle ulaşmamız ve böylece bütün bir ömrü, âdeta bir Ramazan ikliminde geçirmemiz îcâb eder. Bunun içindir ki; “Her geceni Kadir, her geçeni Hızır bil!” denilmiştir.

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurur:

“Ey Allâh’ın kulları, bir kimse nefsini Ramazan ayında kötülük işlemekten alıkoyduysa, bunu Ramazan’dan sonraki aylarda da sürdürsün. Zira Ramazan ayının da, Ramazan’dan sonraki ayların da Allâh’ı birdir. O, her iki zamana da muttalîdir.”

Ramazân-ı Şerîf, ömrümüzü nasıl yaşayacağımızı tâlim etmek üzere bize lûtfedilen, senede bir aylık yoğunlaştırılmış bir mektep gibidir. Bu mektepten lâyıkıyla istifâde edebildiğimizin delili, onda kazandığımız güzel hasletleri Ramazan sonrasında da, hattâ ömür boyu devam ettirebilmemizdir.

Zira müslümanlık, belli zamanlara has bir merâsim değil, ömürlük bir takvâ hayâtıdır. Namaz ve oruç gibi ibadetler belli bir sürede edâ edilir ve bitirilir. Fakat ubûdiyet, yani kulluk ise son nefese kadar, molasız, tatilsiz, fâsılasız devam etmelidir. 

Kaynak: Altınoluk Dergisi