Şerif Gürbaş


SEÇİM ÖNCESİ İLK ANALİZ

.


Bir değişiklik olmaz ise 14 Mayıs tarihinde seçime gidiyoruz. Seçimler her parti ve lider için büyük önem arz ediyor. 

Seçimleri kimin kazanacağını şimdiden kestirmek zor. Ama mevcut iktidarın artıları ve avantajları muhalefete göre çok daha fazla. Her ne kadar geçmişte şikâyet edilen bir çok mesele halen çözüm bekliyor olsa da, iktidarın 20 yıldır yaptığı hizmetler ve seçimlere giderken devletin tüm imkanlarını kullanması büyük bir avantaj. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haftalar önce başlattığı yurt gezilerindeki performansı ise oldukça iyi ve etkili. Gençlik buluşmaları da ona keza…

Diğer taraftan iktidarın en ciddi rakibi olarak görülen millet ittifakının kendi içerisinde yaşadığı çekişmeler ise büyük bir handikap. Cumhur ittifakı adayını aylar öncesinden açıklarken, Millet ittifakının aday konusunda halen mutabakata varamaması, iktidar ve yandaşları tarafından aleyhte bir propagandaya dönüştürülmekte. Artı millet ittifakını oluşturan partilerin birbirinden çok farklı fikirlere sahip olması ve yönetim tarzlarının birbirinden çok uzak olması da, iktidarın aleyhte algı operasyonları için kullandığı çok iyi bir malzeme. 

Muhalefetin artısı ise, bugün yaşanan ekonomik sıkıntılardan ve şikâyet edilen tüm olumsuz tablolardan sorumlu olmaması. Aklıselim, sağduyulu objektif insanlar, farklı fikir ve siyaset tarzları olan partilerin bir masa etrafında toplanıp memleketi düzlüğe çıkarmak için bir araya gelmesinden büyük bir memnuniyet duymakta. Kutuplaştırılmaktan ve siyasi kavgalardan yılmış milyonlarca insan, ortak akılla ülkenin sorunları çözüm arayan millet ittifakı bileşenlerinin zaman zaman dışarıya fikir ayrılıklarını yansıtmasını ise çok doğal karşılıyor.  

Kamuoyu yoklamalarına baktığımızda ise, her iki ittifakın da ilk turda seçimi kazanma şansı bulunmuyor. Bu nedenle de ittifaklar dışında kalan partiler, ittifaklar için çok daha büyük önem kazanıyor. 

Bu partilerin içerisinde oyu en fazla olan parti HDP. HDP ise ülke seçmeninin yüzde 85’inin tasvip etmediği bir siyasi yapıya sahip. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP, her ne kadar seçim sonucuna etki edecek bir oy oranına sahip gibi gösterilse de, HDP’nin alenen destek vereceği ittifakın seçimi kaybedeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Zira ne Cumhur ittifakının içerisinde yer alan MHP ve BBP tabanı, ne de Millet İttifakının içerisindeki CHP harici partilerin tabanları, HDP ile aynı safta yer almak istemiyor. Kısacası HDP’yi yanına alan ittifak hangisi olursa olsun, harakiri yapmış olacaktır.

HDP ise ittifakların kendilerine ihtiyaç duymasından oldukça memnun. Her iki ittifakla masaya oturacak talepleri bulunan HDP’yi saf dışı bırakıp muhatap alınmadan Kürt seçmene yönelik siyaset geliştirmek, onların talep ve isteklerini dinleyip vaatlerde bulunmak çok daha akıllıca olacaktır. 

Ayrıca her türlü algı ve kutuplaştırmaya yönelik siyaset dili partilere kesinlikle puan kaybettirecektir. Barıştan, birlik ve beraberlikten bahsedenler, toplumu Türk Kürt, Sünni –Alevi, sağcı-solcu, dindar-laik ayırmadan kucaklayanlar ve ülke sorunlarına yönelik akla yatan vaatlerde bulunanlar, şaibeye karışmamış, saygı duyulan güvenilir adaylarla milletin karşısına çıkan ittifak seçimi kazanan taraf olacaktır.